ilkokulda yılbaşı yaklaşmıştır. öğretmen bir çekiliş yaparak herkesin birbirine hediye almasını sağlamak istemiştir ve çekilişte sınıfın en güzel kızı çekilir. mutlu olunmuştur doğal olarak. hemen oturup düşünülür ne hediye alınacağı. daha bir hafta süre vardır ama düşünmek uzun zaman alır. günler geçer ama bulunamaz birşey, en sonunda yumurta kapıya sıkışınca anneden yardım istenir. sınıfın en güzel kızına bir hediye alması için başının eti yenir. anne büyük bir güven vererek tamam der ve gider. son gündür, bir sonraki gün okula gidilecektir, ama mutluluk had safhadadır çünkü hediyeyi anne alacaktır. akşam olur, anne eve gelir elinde poşetle. büyük bir heyecan ile poşete atlanır, o da ne, dikdörtgen bir paket. anneye ne olduğu sorulur.
-kitap yavrucum.
*anne ne kitabı yaaa, ben feyzana kitap mı vereceğim şimdi hediye olarak.
-en değerli hediye kitaptır oğlum, neden öyle diyorsun.
*))==/)(%/&%++%&^)???)
ve okula gidilir, herkesin gözü önünde o kitap hediye olarak verilir. En öldürücü vuruş ise hediyeyi alan kızın hediyeyi aldıktan sonra yüz ifadesi ve ettiği yalandan teşekkürdür ki yaşanmamalıdır.
kişide "ulan bunlar beni cahil,kültürsüz falan mı sanıyor da kitap alıyorlar" diye düşündürebilir,aynı mantıkla parfüm aldığınızda da "pis kokuyorsun demek istediler sanırım" diye iç geçirebilirler.kıssadan hisse kişi kitap kurdu değilse almamakta yarar vardır efendim.
orta direk sınıfındaki insanların hediye alması gerektiğinde alınabilecek en makul şeydir. ne çok pahalı, ne de çok ucuz denebilir ama çok kıymetli bir armağandır.
bana verilebilecek en güzel hediyedir. ankarada olanlarla kitaplar üzerinde hediyeleşebiliriz. dostta veya imgede buluşup karşılıklı kitap alıp sonra siktir olup gidebiliriz.
Ortaokulda yılbaşı hediye çekilişinde erkeklerin kızlara aldığı default hediyelerden ilk üçüne net girer. Makbulü içine hiçbir not bırakmadan "al hoca zorluyo diye aldım zaten" mesajının açık seçik verilmesinden geçer.