şunu belirtmek isterim ki (#1111558)(#2229450) numaralı entrylerde yazılanlar gerçeği yansıtmamaktadır. bu eşcinsel muhabbeti diğer sözlüklerdeki arkadaşlarımla aramızda olan bir şakalaşma türüdür. geçmişte üye olduğum **** sözlüklerde bunu sürdürdüm burda da sürdereyim dedim ki yanlış anlaşıldı. iş bu yazı bu yanlışlığı düzeltmek için yazılmıştır der saygılar sunarım.
özel mesaj yoluyla şahsıma hakaret etmesine karşın hakkında hiç bir yaptırım uygulanmayan sözlük yazarı. x butonunun da formalite olduğunu öğrenmiş olduk sayesinde.
seri eksi oy veren ibnesi hiç eksik olmaz. ekşi sözlük açmış kollarını onun entrylerini beklerken o yine de buralarda gezinir. bazılarının bam teline dokunmayı sever. tuzlu su muhalifidir.
sözlügün kendisinden yazarlar hakkinda lüzumlu mu degil mi diye yorum yapmasini bekledigini sanan önemli sahsiyet. uludag sözlük kendisinin görüsleriyle ayakta durmaktadir. ne diyelim. siradaki parca kendisine gelsin o zaman.
kaliteli yazarlarin karmasinin eksilerde olmasi tespitinden sonra bir karmasina bakayim derken anladim ki kendisinden yola cikmis bu tespiti yaparken. hicbir entrysini okumadan kanaat getirdim ve tanimimi yapiyorum: "kaliteli" bir yazar. **
eğer bir yarayı kaşırsanız kanayıverir. kanayan yara kabuk bağlar, kurur. zamanla iyleşir. tekrar kaşırsanız ve tırnaklarınızda pis ise yara mikrop kapabilir. mikrop kapan yaralarda sulanma, irin bağlama, sürekli akıntı ve acı hissi ortaya çıkar. eğer bir antibiyotik ile tedavi etmezseniz bu enfeksiyonlu bölge morarır ve yayılmaya başlar.
geçenlerde televizyonda kanal değiştiriyorum, bir futbol maçının özet görüntüleri denk geldi. stat tıklım tıklımdı. genellikle spor karşılaşmalarını, özellikle futbol, izlemekten hoşlanmama rağmen statta oturan mosmor ve irin akıtan bir yara dikkatimi çekti. ancak; bir çok kişinin arasında içki içip, naralar atan bu hastalıklı deri parçasının pekte dikkate değer bir yanı yoktu. en azından böyle eşlenik bir kalabalıkta sıradanlığının dayanılmaz hafifliği içinde kaybolup gitmiş kangren, normal gibi geliyordu...
sözlüğün olmazsa olmazı. komedyen kişilik. her yazdığıyla güldüren şahıs.
ne yazsa gülüyoruz. konu siyaset, futbol her ne olursa olsun. (bkz: neşe kaynağı)
(bkz: bakınız ustası) (bkz: format üstadı)
basligina yaklasik 1 ay once girmis oldugum ustteki entrynin acisini atlatamamis olacak ki, baska bir yazarla aramdaki meseleye mudahale etme gafletinde bulunmus yazar diye addedilen kisi. yazarligini goremedik hic ya, neyse.
basligina girilen entryleri okursaniz, nasil biri oldugu hakkinda fikir edinebilirsiniz. ben edindim o nedenle kaale almamaya karar verdim. zira bi' bana degil, herkese boyle abukmus.
ayrica, kendimi ne sandigimi merak etmis. sozlukle alakali kismini soyleyeyim. "yazar" sifatinin hakkini veren bir adamim. ve verilmesi gereken cevaplari gerektigi yerde, belli kisilere veriyorum.
bu verdigim cevaplar da en alakasiz kisileri bile hoplatiyor. ben kendimi bir sey sanmayayim da kim sansin?
5 senedir bütün iyi sözlüklerde yazarlık yapmış insan evladıdır. hatta bi ara bir grup yazar arkadaşla tamamen geyik olsun diye geyik sözlük diye bişey açmıştır. sonra hacklendi falan *.
tanım girdim şimdi kişisel bir şeyler yazabilirim.
sorsalar bana en çok nerde güzel vakit geçirdin diye hiç düşünmeden zibidi sözlük yanıtını veririm. iyi de ya ekşi sözlük deseler "yemişim ekşiyi" derim. peki neden ekşi sözlük dururken en güzel anılarım zibidi sözlükte? açıklayım efendim;
zibidi sözlük -zamane olmadan önce- kişiye sinirlenip iyi kötü bütün entrylere kötü oy verenlerin olmadığı bir sözlüktü zamanında. biriyle yazdığı bir entry yüzünden tartışırdın belki kavga ederdin ama kimsenin aklına "ulan bu ibneye çok kızdım dur bütün entrylerini kötüleyim hatta ne zaman entry girse kötüleyim. en beğenilen entrylerinmi kötüleyim" gibi şeyler gelmezdi. o zaman herkes sözlüğün vakit geçirmek için gelinen bir yer olduğunu iyi vakit geçirmek için gelindiğini bilirdi. hani kitap siken yusuf gibi "bu güzel ortamı bozuyorsun" demez di kimse kimseye. bilinçliydi millet.
uludag sözlüğe geldiğim günden beri yazarların eksi oy verenlere düzdüğü entrylerin altına ulan yeter yahu bırakın isteyen istediği oyu versin yazdım. daha düne kadar bunu savunan biriydim. ama şimdi anladım ki burda cidden bu işi çok ciddiye alan insanlar var. o yazarlara sadece acıyorum. ki zaten onların hayatı tamamen sözlükten ibaret olduğu için öyleler.
gözleri kin bürümüş bir yeni yetme ya da sözlükpat her entryni kötü oylarken nasıl sevebilirsin ki uludağ sözlüğü?
bi kaç yazara tutunursun sevebilmek için burayı. onlar da olmasa zaten yemişim uludağ ı dersin.
biliyorum ki bu entry de kötü oylanacak. çünkü oy veren kişi bunun bir "hebeley" entrysi olduğu için kötü oy verecek.
ama versin ya bırak versin.
kaybolsun kendi kininde. ben yine yazarım entrylerimi.