kuşkusuz ki insanoğlu, kibir bataklığından kurtulduğu gün, zirvelere ulaşacaktır.
mantık yönü kuvvetli, akılcı, insan hakkı nedir bilen yazar-mış. ucuz ateizm reklamı ile prim yapanları, onlara da hakkından fazlasını verenleri gördükçe yüreğim dağlanıyor ey insanoğlu! tanrı denen şeye inanma, banane. fakat öyle bir durum söz konusu ki burada en rasyonalizm sevdalısı adama bile dur yolcu! emrini veriveriyor zihinlerdeki bulanık alanlar.
bakalım bu aklın tek yol olduğuna kendini bağnaz boyutlarda inandırmış şahsiyet neler söylemiş. sakın ola beni yanlış anlamasın ki ne bir ayar verme çabasındayım ne de bir insanı üzmek değil niyetim. ancak çok okuduğunu, bilimin en şukela oluğunu söyleyip duruyorsan, siz de okuyun lan cahiller diyecek kadar da o cesareti kendinde buluyor isen sana da birileri; ''dinle iki dakika!'' diyecektir kuzu-m! bir bakıyoruz ki herkes eşittir amma bazıları daha eşittir. sözünü evirmiş, çevirmiş herkes eşittir ama müslümanlar daha eşittir. şeklinde bizlere gümüş tepside, altında el işi danteller ile sunmuş. bir de çok büyük bir laf etmişçesine gerinmiş, gerinmiş... neyse gerindiğiyle kalsın. ben daha fazla ileri gitmeyeceğim.
diyor ki: balinaların yağ dokuları farklı, hiç kitap okumuyorsunuz, pis cahiller! destur! sen ki bu espriden bozma kalitesiz cümlenin amacını bile bile kendine buradan pay çıkaracak kadar kibrinin sefil bir kölesisin. herhangi bir konu hakkında bir takım bilgilere ve hatta ayrıntıya vakıf olduğunu ima etmek şöyle dursun, direkt bir biçimde insanları aşağılama ve birilerinin sırtına basmadan yükselememe korkusu ile yaşayan bir zavallısın.
----------
hadi biraz da ucuz ateizm reklamına değinelim. öncesinde belirtmek üzerimize emirdir ki; yazmış olduğu son 25 entry adı verilen zımbırtılardan 17 adedi islam ve tanrı ile ilgili. ha benim matematiğim zayıftır, yanlış saymış isem de özür dilerim.
kuzum nasıl bir ay-mazlık bu yahu? müslümanların ezan adını layık gördüğü namaz çağrısı için söylediğin şeyler yalnızca senin gibi reklam ateisti olmaktan öteye gidemeyenlerin beğeneceği türden tanımlamalardan ibaret, haberin olsun. bir adamın kendi başına bir adamın bağırarak ve kelimeleri uzatarak arapça yayın yapması değildir. evvela bunu öğrenmen senin için çok hayırlı olur. ezan her vakit için belirli makamlarda okunur. bak burada sana yardımcı olacak bir şeyler var bu konuda. okumayı seversin ya hani. (bkz: ezan makamları) diyorsun ki müslüman olmayanlar bu arapça yayını dinlemek zorunda mı? cevabı belli. kimse ezan sesini dinlemek zorunda değil. kimse de seni ağzında sakız sandığın hoparlöre kulağını dayayarak dinlemeye zorlamıyor bildiğimiz kadarı ile. sözgelimi ben! duymak istemiyorum ve aylardır bırak ezan sesinden rahatsız olmayı, en son ne zaman duyduğumu dahi hatırlamıyorum doğru düzgün. cami dedikleri ibadethane de evimden 20 metre ötede duruyor inanmazsın. islamiyetin büyük kıymet verdiği ramazan için ise belirli aylar diye söze giriş yapman ise gözlerden kaçmıyor küçük sincap. o belirli aylar şeklinde bahsine konu ettiğinin adının ramazan olduğunu çok iyi biliyorsun. korkma! ramazan kelamını kullanır isen müslüman olmazsın! bir de hazır entryni inceleme altına almış iken belirtmek istediğim bir konu var. o kadar astronomi, fizik, biyoloji vs. hakkında bilgi birikimi edinmişsin ancak kendine bir bağlaç olan ki eğitimi verip de buradakilerin bağlaç ol-madığını öğrenememiş, ayrı gayrı koymuşsun sözcükler ile güzelim ekleri. sana türkçe eğitimi vermek gibi bir niyetim de yok ki ben eğitimci değilim. ne kadar biliyorum havasında dolanan ben değil sen isen, sen oku, öğren! okumak güzeldir. oku! amma zihninle oku! önyargılarınla, duygularınla ve kibir ile değil, aklınla oku!
----------
işte biz onlara yobaz demiyoruz, müslüman olarak adlandırmayı tercih ediyoruz. sen! kendin, bu insanların inançlarına bağlı olmasını mı eleştirdiğini, yoksa tanrının yokluğunu kendi kendine ispat derdinde mi olduğunu dahi çözememişken, senden mantıklı bir çıkarımda bulunmanı beklemek benim acziyetim olurdu. sen, tanrının var olmadığını, alakalı alakasız binbir çeşitte vurgulama peşindeyken müslümanlardan dinlerine ve kitaplarına olan inançları konusunda fedakarlık bekleyecek kadar devasa bir oksimoron içinde yaşamana müsaade eder mi okuduğun onca kitap? sanmıyorum. elbette inandığı şeye bağlı olacak adam. ne şekil bir gaflettesin yahu? sen taviz veriyor musun inançsızlığından?
----------
ne diyorduk paşam? hah buldum: reklam ateisti! öyle bir reklam sevdasına düşmekte ki gafil ruhlarınız, pare pare oluyor size duyduğum şefkat. her fırsatta bakın ben ateistim demek, tanrı yok der demez ardından varlığını kabullenmişçesine bir çuval dolusu-boş kelime dökmek... işte bu en büyük gaflettir biricik dostum! olmayan tanrı ile ne diye uğraşırsın ki böylesine deli bir aşk ile? zaten yok dediğin tanrı için neden şu mertebe yıpratırsın kendini?
----------
titre ve dikkatle oku, ey bilimselliğin yegane temsilcisi!
saçma bir eğlence amacından bir gram fazla özelliği olmayan, böylesine geyik niyeti taşıyan bir başlığı yobazlığa yoracak kadar da cahil misin kuzu-m? evvela insanları yaftalmaktan, küçümsemekten, hakir görmekten başka bir yöne meyletmelisin ki ancak o zaman bilimsellikten yana olduğuna inandırırsın beni, bizi. şüphesiz ki gözünde şu eleştirileri yaptığım için bir yobaz olarak etiketlemeyi bekliyorsun pusuya yatıp. bahtına küs ki o sıfatı benim damarlarımda bulmak gibi bir şansın yok. benim derdim senin tavrın. seni ne gerdi diyerek 5 yaşındaki çocuk edası ile işin içinden çıkabileceğini de sanıyorsan, unut o ihtimali. zira benim gayem seni üzmek, sana ithamlarda bulunarak yerin dibine sokmak gibi bir fanteziyi yaşamak değil, hiç de olmadı zaten.
----------
diyorsun ki tanrı yok! tanrıyı gören var mı? yok! ispatı var mı? yok! o zaman bu ne kuzu-m?
o müthiş ateistik tavrını tuzla buz eyleyip tanrının yargılama hakkına yorum getirivermen de pek hoş olmuş işin özüne girersek. söyledilerin yanlış diyemem. lakin ''tanrı yok ki oğlum!'' düsturunu elinin tersi ile bir kenara itip, tanrıya inanıyorum ama ona güvenmiyorum cephesine sıçrayışın beni hezeyanlardan hezeyanlara sürüklemiyor da diyemem. gelgelelim beni bu hezeyanlararası yolculuğum için mutlak suratte bir yorumun olacaktır ve ben hakarete yahut yersiz zırvalara maruz kalmadığım sürece, aynı zamanda mantık sınırlarının haricine taşmaması kaydıyla bütün söylemlerine açık olduğumu belirtmeden de geçemeyeceğim.
----------
bu hayatta görülen en büyük kepazeliklerden biri olsa gerek. ''bir adam domatesin meyve olduğunu bilmiyorsa dine inanıyordur, çoban yıldızı denen gubudik şeyin venüs gezegeni olduğunu bilmiyorsa cahildir, kedilerin süt sevmediğinden bile haberiniz yok sizi embesiller!'' diyebilecek kadar zavallılaşmış isen senin için ne bir doktor ne de bir ilaç vardır kadim dostum! unutma ki söylediklerin internette eleğin altında kalan kalitedeki sitelerde doğru bildiğimiz yanlışlar tadında başlıklar ile bol bol teşhir edilmekte ve bir çoğumuz için hiçbir önem taşımamakta. sen insanları bu kadar ucuz yollarla aşağılamaya çalıştıkça yerin dibine girdiğini fark ettiğinde çok geç olacak.
----------
az önce güvenmediğin bir tanrıdan söz ederken bak şimdi de ne demişsin?
oldu mu şimdi bu? bir de kalite açısından çok kötü bir nitelik taşıyan kelime oyunları yapmışsın ki çok üzüldüm. kan damlıyor gözlerimden, ağlarken bu haline. bu sözlükte; ''bir o yandan, bir bu yandan, elma yanaktan!'' tavrına yandığım kadar hiçbir şeye yanmadım. hem insanları incitmekten çekinmeyeceksin, hem de bunu sırf kendini tatmi uğruna yapacaksın. bu derece aşağı bir davranış yeryüzünde ne duyulmuş ne görülmüştür.
----------
son bir paragraf daha yazıp köşemde umarsız bakışlarımla, sigaramın ince mavisini tellendirmeye devam edeceğim yazar kardeşim. söylediklerin için yanlış demiyorum fakat bunları sergilemedeki duruşun pek iç açıcı değil. sakın ola bu yazıyı sana karşı bir kin, bir nefret ya da ezme isteği olarak görme. derdim o olsa idi hiçbir şekilde pervasız saldırganlığımı senden sakınmaz, ruhani dünyanı yerle yeksan eder idim. dedim ya; derdim o değil. bu da sana yazacağım ilk ve son entry olsun diye ummaya da devam edeceğim. sağlıcakla!
yazdıklarından anladığımız kadarıyla akılcı, mantık yönü kuvvetli demokrasi, insan hakkı nedir bilen sözlük insanı.
okuyoruz, okunmasını tavsiye ediyoruz. güzel yazılarından biri için (bkz: #5280582)
"allah aşkına" , "allah korusun" , "allah a ısmarladık" , "inşallah" , "eyvallah"
gibi kelimeler kullanmak sahte ateist olmakmış. hmm.
şöyle basit bir açıklama yapayım, 'inşallah' anlarsın. inşallah dedim, tüh. dinimden çıktım.
umarım anlarsın, diyecektim. pardon.
işte böyle bir ağız alışkanlığı, tıpkı tüm dinlerin geçmişten, anneannelerimizden gelen bir alışkanlık olması gibi, bir gelenek, tozlu bir kitap.
bir fikri çükütmek bu kadar basit midir? ateizmi bu kadar küçümseyen bir bünye, nasıl oluyor da halen nefes almayı başarabiliyor. acaba ateizmin ne demek olduğunu biliyor mu çok merak ediyorum.
müslümanlardan,
şöyle de bir örnek vereyim, "hadi karıya gidek la!" , "oh lan ramazan da geçti, bu gece ıslatıyoz mu!"
türkiye'de müslüman oranı %90. alkol tüketen müslüman oranı, bilmiyorum; ama siz biliyorsunuz.
namaz kılan müslüman oranını da biliyorsunuz. peki, tüm bu insanlar halen müslüman, neden? nasıl?
"bilmeyince ne kadar kolaydır konuşmak."
bernard shaw.
Danimarkalı metal grubu (bkz: Konkhra)'nın Weed out the Weak albümünde yer alan gitar/vokal Anders Lundemark imzası taşıyan ve (bkz: James Murphy)'nin müthiş solosu ile süslenmiş süper şarkı.
Sözleri:
I feel down as ever
my mind has spun astray
black rays beaming through my head
innards burned away
tears fall frozen from my eyes
that's how cold I am
stiffened finger on my trigger
my temple I would ram
Burning bullet speeding high
rip apart my mind
never think such thoughts again
one less of my kind
Heaven send angels to fall
clearest, darkest void of all
become all I wanted to be
Heaven send angels to me
In my heart the stones are cold
essential to the wall that is me
both mind and soul are locked
on life without end
mind like a machinegun
body like a trigger
if you come too close to me
my blood and yours shall mingle
Heaven send angels to fall
clearest, darkest void of all
become all I wanted to be
Heaven send angels to me
Weed Out The Weak albümünden adamın ağzını açık bırakacak güzellikte bir konkhra şarkısı. hayatımda duyduğum belki de en iyi soloyu barındırır. solo james murphy tarafından atılmıştır. ilk dinlediğimde, ağzımdan akan salyalar eşliğinde oturduğum koltuğa yapışmama sebep oldu. bu şarkıyı ve solosunu pek bilene rastlamamak da ayrıca üzücü bir durumdur.
