dinlediğim ve dinleyebileceğim 2 tane damar şarkıyla tanıştım şuana kadar. Buda birtanesi. Porcupine tree şaheseri.
i pull off the road
east of baldock and ashford
feeling for my cell
in the light from the dashboard
hissing from the road
the smell of rain in the air con
maybe check the news
or just put a tape on
lighting up a smoke
i've got this feeling inside me
don't feel too good
if i close my eyes
and fell asleep in this layby
would it all subside
the fever pushing the day by
motor window wind
i could do with some fresh air
can't breathe too well
(she waits for me. home waits for me.)
i guess i should go now
she's waiting to make up
to tell me she's sorry
and how much she missed me
i guess i'm just burnt out
i really should slow down
i'm perfectly fine but
i just need to lie down
we'll grow old together
we'll grow old together
we'll grow old together....
içim her seferinde bir kötü olur. Can yakar. Acı verir.
Bu şarkının hikayesi çok derindir. Adam arabada giderken öleceğinin farkına varır ve şu kıtaları mırıldanır ;
i guess i should go now
she's waiting to make up
to tell me she's sorry
and how much she missed me
i guess i'm just burnt out
i really should slow down
i'm perfectly fine but
i just need to lie down
Kendinin iyi olduguna inanmak ister *..Ama yinede içinde ya ölürsem korkusu vardır ve bu kurtulmasından daha ağır basar.*
anahtar, bildiğin anahtar.
sonsuza kadar unutmak için kapadığınız tüm kapıları açıyor bu parça. hiç iyi değil, hele ki imkansızlığı ve hüznü ötekileştirmeye çalışanlardansanız sakın dinlemeyin. pt'nin insanlığa yaptığı en büyük kazıklardan biri bu; direk miğdeye oturuyor.(bu kadar acımasız olunmaz) ne kadar güzel olursa olsun dinlenmemeli. hatta bu uyarıyı bile unutun bence.
seneyi net hatırlayamamla birlikte en hüzünlü şarkı seçilmiş, özellikle kış mevsiminde akşam vakitlerinde dinlendiği takdirde insanı yoldan, çileden, huzurdan, hayattan çıkarıcı etkiye sahip olan, pek kusur bulunamayan bir porcupine tree şarkısı.
3-4 yıl önce tezgahta bir şeyler satma çabası içinde tekrardan yoğun bi hazla dinleyip ruhumu deşerken kendimden geçtiğim, yaşça hayli büyük bir abimizin ne güzel şeyler dinliyorsununa mırıldanarak öyledir yanıtını yapıştırdığım eşsiz şarkıdır. porcupine tree güzelliğidir. elbet in absentia'dan.