Tabi ki secme hakkinini kullaniyordur ama is burda fikirdeki sikintida, sen bu ulkede secebiliyosun secilebiliyosun milletvekili bakan olabiliyosun, kimseden eksik bi hakkin yok ama herkesten ustun olmak istiyosun, irkcilik resmen bu, bi de ustune ustluk bunu teror gibi bi serefsizlkle yapiyosun, madem oyle siyasete ne hacet?
çok katılımlı bir meclisin kime ne zararı var anlamadım?
eğer kanın durmasını istiyorsak bu başka hangi şekilde mümkün olabilir?
oturduğumuz yerden başkalarının hayatı üzerinden hayaller kurmak kolay.
savaşalım, kökünü kazıyalım demekle maalesef olmuyor bu.
biz bu nefret söylemlerini hayata geçirdiğimizden beri 100'lerce gencimizi kaybettik.
bu söylemden vazgeçmediğimiz taktirde daha nicelerini toprağa vereceğiz.
mesele hdp'ye oy verip vermeme meselesi değil.
mesele demokratik anlayıştan sapmış, uzlaşmacı ve katılımcı siyaseti yok saymış, tek başına iktidar olmaktan ziyade düşüncesi olmayan bir oluşumun ülkenin başına bela olması durumudur.
barışçıl çözümlerle ülkeye huzur getirmek istiyorsak tarafların bu mekanizmaya katılımı mümkün kılınmalıdır.
ışid ankara'nın göbeğinde, ülkenin başkentinde 100 insanımızı vahşice katlediyor fakat konuşulan yine hdp.
neden ölenler işçi sendikaları, marjinal gruplar olunca kimse bir şey olmamış gibi davranıyor? aramızda ışid'i gönülden destekleyenler bile var. bunu görmek çok acı.
bu zihniyet, ''bana dokunmayan yılan bin yaşasın'' zihniyetidir. ve alçakçadır.
avrupa'nın herhangi bir başkentine o bombalar sokulabilir miydi?
bırakın bombayı o kişiler girebilir miydi?
bu türkiye'de oldu beyler.
güvenlik zafiyeti değil bu...
siz ne deseniz deyiniz.
bence konuşulması ve üzerinde durulması gereken yegane konu budur.
ışid kimdir?
islama hizmet etmediği apaçık.
peki kime hizmet veriyor?
deyim yerindeyse müslüman kanı içen ülkelerde tek bir silah patlamazken neden türkiye'de yüzlerce insan katlediliyor?
bu soruları gür bir sesle sormak gerekir.
