modernleşme ve demokratikleşmeyi "siyaset" olarak algılayan postalcı güruhun sevmediği adam.
laiklik adı altında çetelerin işlerini görmediği için horgörülmeye çalışılır.
--spoiler--
değişime karşı çıkan, çağın nabzını tutamayan statükonun kibirli mensupları artık
halkı ikna edememektedir
--spoiler--
değişim dediği şeyin daha demokrat bir yargı olduğüunu kabul etmek istemeyen bu kesim böyle hakimlerin birbirini atamasına , torpilin dönmesine bayılır, laiklik dediğimiz şey bunlar için 2 tarafın dilinin ucundadur. bir sabih , birde chp, 2 si laiklik tehlikede mi dedi? tamam o zaman laiklik tehlikededir.
şu 50 senedir doğru düzgün değişmemiş anayasa nın kurallarına göremi seçilmiştir bu şahıs? evet. seçen akp midir? hayır. o zaman kimin hukuk konusunda cahil olduğu ortadadır.
kaldı ki nasıl cahil bir postal sever güruh varsa bilmiyorlar sanırım danıştayında idari mahkemelerinde pek çok hakimi hukuk fakültesi mezunu değildir. ama tabi bazılarının işine gelmiyor bunlara bakmak , yoksa "kendimi enayi gibi hissediyorum" demek zorunda kalabilirler.
satın alamadığı aym üyelerini karalamayı seven, postal ile iktidara gelen particiklere iyi ayar verir aynı zamanda.
siyaset yapmak istiyorsa cübbesini çıkarması gerekir.
ayrıca çağın gereklerine uymak sana mı kalmış lan. sen yasalar sana ne emrediyorsa onu yapacaksın. sen kimsin ki?
sen halkı sadece akpliler olarak mı görüyorsun
--spoiler--
değişime karşı çıkan, çağın nabzını tutamayan statükonun kibirli mensupları artık
halkı ikna edememektedir
--spoiler--
laflara bak. ikna edemediğimiz halk atatürk bugün çıkıp gelse onada inanmaz düşman olurlar. değişime tabiki karşı çıkıcaz. değişim dediğin türban mı? süper değişim.
ak partinin kibirli mensubudur bu adam aynı zamanda. kapatma davasında yasalar ak parti'yi kapatması gerektiğini emrederken sadece para cezas vermiştir.
iş ak parti'ye gelince güle oynaya, ama laiklik diyince statüko. sen bir hukukçu olarak laikliği anla önce. cahil ve taraflı adam.
dtp nin kapıtılma kararına evet diyen ve statükoya gayet de uyan bir karar veren insan. gelin görün ki iş laikliğe geldiğinde statükonun kibirli mensupları diyerek chp ve laiklik hassasiyeti olanlara özgürlük dersi vermeye kalkmıştır. bu ne perhiz bu ne lahana turşusudur.
"iki dönem üst üste 8 yıl mahkemenin başkanvekilliğine, daha sonra da başkanlığına seçilerek (atanarak değil)
bu onurlu görevi sürdürüyor olmak, nasıl bir hukukçu olduğumun ispatı ve yeterli delillerdir." sözünü hayretle karşıladım. Meslek eğitimle kazanılır, Anayasa Mahkemesi meslek kazandırma yeri değil ki.
kemal yalandaroğlu tarafından çok acayip bir şekilde eleştirilmiş adam. "Bize hukuk dersi vereceksin, yemezler, senin hukuk dersine ihtiyacımız yok. Hukuk dersi değil, hukuk fakültesinde bile okumadın sen. Hukuk fakültesinde okumayan bana hukuk dersi veremez." diyor kılıçdaroğlu daha siyasete gireli 8 yıl olduğunu unutarak. ve daha da önemlisi genel başkanı belli ki bir örgüt tarafından alaşağı edilen bir partide onun yerine hazırda bekleyen bir operasyonla koltuğuna oturmuş biri olarak.
adama sormazlar mı, daha sabah söylediğinin arkasında akşam duramayan, partisinde bırakın genel sekreteri bir milletvekiline bile söz geçiremeyen, her konuda bilirkişi kesilip projeleri sorulduğunda "arkadaşlar üzerinde çalışıyor" demekten başka hiçbir fikir beyan edemeyen bir adamdan siyaset mi öğreneceğiz?
hukuk konusunda fakülteden yeni mezun avukat kadar bilgisi; ortalama bir üniversite birinci sınıf öğrencisinden fazla eğitimi olmayan gugukçu.
ataması bile hukuk devletine ve yasalara sövgüdür.
türban konusunda beyimiz "özgürlük" diye bikbik eder de diğer konularda sürekli örnek gösterdiği avrupa insan hakları mahkemesi'nin kararlarını bilmezden gelir.
bu ülkede her kim ki yobaz ve gericidir, bu gugukçu ondan taraftır. eh, zamanında islamcı terör örgütünün yayın organı durumundaki bir dergide yazmışlığı da var nasıl olsa.
hukuk konusunda , çalıştığı mahkemedeki üyelerin yarısından daha bilgili olan kişi.
hukuk mezunu olan Fulya Kantarcıoğlu , osman paksüt gibi kişilerin nasıl chp nin adamı olduğu ses kayıtlarına dek ortaya çıkmışken haşim kılıç için "hukuk mezunu değil!" demek sadece komikleşmektir.
söyledikleri şeyler hukuki meseleler mi? 367 chp nin emri üzerine çıkmadımı? içinde türbanın t si olmayan değişiklik chp ye hizmet eden çakma aym hukukçuları tarafından iptal edilmedi mi? kapatma davası 3-5 çeteci nin emri üzerine çıkmadımı?
ne hukuğu? anayasa mahkemesi hukuğun h sini bilmeyen postalseverler le doluyken bunları ancak postalcı chp savunur.
tayyip ve yandaşlarının isteğiyle ilk 3 maddenin değiştirlmesi konusunda insanlara yoklama çekmiş sözüm ona anayasa mahkemesi başkanıdır. sonra da malumunuz öneri sürüp geri kıvırmıştır her zaman yaptıkları gibi. bu bir insanları alıştırma sürecidir. kimsenin kulağı alışmaması temennilerimle...
anayasa'nın ilk 3 maddesi de değiştirilebilir demiş, daha sonra kıvırmış, ilk 3 maddeyi değil diğer maddeleri kastettiğini söylemiş olan anayasa mahkemesi başkanı.
badem bıyıklılarla düşe kalka kıvırtmayı iyi öğrenmiş vesselam.
kendisi hukukçu olsa idi anayasa'nın ilk 3 maddesinin değil değiştirilmek, değiştirilmesi teklif dahi edilemeyecek maddeler olduğunu bilirdi. lakin kendisi hukukçu değil, iktisatçıdır.
iktisatçı adamı alır anayasa mahkemesi başkanı yaparsan adam da ana yasar, söylediğini kasar...
güzel türkiyem. sen nelere kadirsin...
askerin sivil mahkemede yargılanması kanununun iptal kararının oybirligi ile çıkmış olması, haşim kılıç ın dik duruşunda bir yalpalamadır, dik duramayacak kişilerin belli konumları işgal etmesi ise ancak kendileri adına vebaldir, o kanuna dayanarak kaç kişi canını ortaya koymuştur, kozmik odaya giren hakimin, savcının, ergenekondaki hakimlerin savcıların, diger onlarca davada canını ortaya koymuş kişileri düşündügümüzde, akpartinin başbakanın canını ortaya koydugunu düşündügümüzde dik duruşlu, yalpalamayan kişilere ihtiyaç oldugunu, omuriliginde sorun olan şahsiyetlerin ahiretlerini berbat etmeden o koltukları terk etmeleri gereginin hatırlatılması gerekecegi kişilerden bir tanesi oldugu kanaati bende oluşmuştur. dik durmak insan olmanın haysiyet ve onurudur. ergenekon davasına sanık karısı ile katılan adamı mahkeme üyelginden atmadıklarını ögrendigimde yüksek mahkemenin ne kadar yüksek oldugunu kendi zihnimde tartışmıştım.
