ne isaya yaranabilmistir ne musaya.
turgut ozal tarafindan anayasa mahkemesine uye olarak atandiginda evinde televizyon olmayan esi kapali diye darbeci ve kemalist medya tarafindan linc edilmisti.
ak partinin kapanmadigini bagira bagira soylemis gonullerde taht kurmustu.ama darbeci ve kemalist medya yine hasim i ezmisti.
ne zaman ki gulenistlerin kucagina oturdu, o zamanda ak parti ile papaz oldu.
yani hasimi seven sadece yuzdelik dilimini bilemedigimiz gulenistler kaldi.
gelecek sene(2015) haziran ayinda yas haddinden emekli olacak ya da bugunku gulenist konusmasi ile gorevinden istifa ederek recep tayyip erdogana rakip olarak agustosta er meydanina cikacak.
onumuzdeki gunlerde hasim hasim mi kalacak ya da hans olup yeni bir sifat mi kazanacak hep beraber gorecegiz.
hasim hasim olarak kalmayi tercih ederse yani cumhurbaskani adayi olmaz ise hasimi herkes kendi penceresinden degerlendirecek.
hukukun, evrensel ilkelere göre değil de, milli değerlere göre işlemesini sanan rte'ye tarihi ayarlar verse de; siyasete fazlasıyla girmiş olup "siyaset yapacaksan cübbeni çıkar" diyenlere zemin hazırlamıştır.
ayrıca, bütün haber kanallarının konuşmasını canlı yayınlaması da, demokrasimizin ne kadar gelişmiş(!) olduğunu göstermiştir.
"siyaset yapıyor" diyenler, anayasa mahkemesinin orada olma nedeni zaten siyasilerin, yani yasama organının yaptığı hataları düzeltmektir. eğer siyasi olmamak için götünü yırtsaydı, hiçbir yasayı geri çevirmezdi. cumhurbaşkanı ne kadar siyasi ise aym başkanının da o kadar siyasi olma hakkı vardır. hatta daha fazla vardır.
gömlek değiştirmediğini iddia etmesine rağmen akp kapatılması davasında ret oyu verip şimdi ise akp karşıtı bir tutum sergilemektedir. velhasıl kelam akp karşıtı tutumunu desteklememe rağmen yaptığı u dönüşü de göz ardı edilemez.
geçen sene de bu tarhite, son zamanlarda farklı kesimlere karşı sergilenen faşizan tutumu görüp yeni madurlar oluşturmayın adil olun mesajları vermişti.
çok geçmeden gezi olayı patlak vermişti! oysaki görünen köy klavuz istemiyordu. yaşanacaklar önceden belliydi. olay dış güçlerin aksine tam bir devlet terörü sonucuydu. tabi göt kılları paralel devletti, dış güçlerdi gaza gelip olayı farklı şekilde algılamayı seçti.
bugünde çok doğru söylemelerde bulunmuştur. tabi hak ve hukuk nedir bilmeyen akp adlı karadeniz-kürt mafyasının hoşuna gitmemiştir orası ayrı.
bu arada bu adama siyaset yapsın diyenlerde milletvekiliğini bıraksında hakim olsun! herkes baksın kendi dalgasına!
hakkında "siyasete girdi, bir hukukçu bunu yapamaz" şeklindeki eleştirileri hiç bir akla mantığa sığdıramadığım aym başkanı. vallaa bu adamın sözlerine bakın bakalım, hukukla ilgili mi değil mi? bir de başbakanın son zamanlardaki konuşmalarına, takındığı tavır ve üsluba bakın bakalım.
25 nisan konuşmasında kritik gördüğüm cümleler şunlar:
"Hukuk devletinin odağında esas itibariyle iktidar gücünün keyfi davranışlarının sınırlandırılması vardır. Bu nedenle kamu gücünü kullananlar da vatandaşlar gibi hukuksal ilkelerle kuşatılmıştır."
" Haklı bir neden olmaksızın, kamu yararı gözetilmeden, siyasal amaçları gerçekleştirmek düşüncesiyle yazılı hukuk kurallarında çok sık aralıklarla yapılan değişikliklerin, toplumda hukuk güvenliğini sağlayabileceğinden bahsedilemez."
"Kamu gücünü etkili bir şekilde kullanan yargı, siyasi ve ideolojik yapılanmaların hedefinde her zaman ele geçirilmesi gereken bir kale olarak görülmüş, ele geçirenler de kendi vesayet sistemini dayatmanın çabasına düşmüştür.(...) Bu anlayış ve işgalden kurtulmadıkça bağımsız ve tarafsız bir yargının oluşması hayaldir"
"Son dönemde yargı, bu konuyla ilgili olarak paralel devlet yada çete diye nitelendirilen çok vahim, çok ciddi ve çok ağır bir suçlamayla karşı karşıyadır. Bu suçlama üzerinde yapışık kaldığı sürece yargının ayakta kalması mümkün değildir."
"Kamu gücüne sahip olanların topluma sunduğu hak ve özgürlükleri, lütuf ya da bağış düzleminde değerlendirmesi düşünülemez. Farklı olanların hak ve özgürlüklerine karşı kimse, ev sahibi edasıyla duruş da sergileyemez."
haşim kılıçın kim olduğu da neci olduğu da beni zerre kadar ilgilendirmiyor. şu sözlere karşılık "aym başkanının görevi siyaset yapmak değildir" falan diyen adamlar açsın aptallar için hukuk kitapları karıştırsın. siyaset, hukukun altyapısıdır. ve hukuk, burada defalarca belirttiğim üzere gerçek demokrasinin en önemli teminatıdır. öyle bir iktidar düşünün ki, muhalefeti haksız şekillerde susturuyor. muhalefet üyelerini hapse tıkarak onları yıldırıyor. medyayı kontrol ediyor, kendisine yakın olmayan insanların haklarını gasp ediyor. seçimlere hileler karıştırıyor, seçim sistemini kafasına göre düzenliyor, devletin tüm kurumlarını ele geçirerek demokrasinin olmazsa olmazı olan check and balance sistemini yok ediyor. tabi tüm bu söylediklerimin farazi olduğunu anlamışsınızdır umarım.
peki bu durumda kim kurtaracak bizi? işte iş bu noktaya gelmeden, kesinlikle ama kesinlikle hukukun üstünlüğü göz önünde bulundurularak yargının hükümeti sınırlandırması gerekir. tabi 76 milyon vatandaşın hepsi siyaset hakkında hiç bir şey bilmeden kendisini siyaset uzmanı zannederse elbette onlara laf anlatamazsınız. ama amerikayı yeniden keşfetmeye gerek yok gençler, demokrasinin işleyiş şekli budur. elin avrupalısı mal olduğu için riayet etmiyor kendi hukuk kurallarına. onlar iktidarı bu kurallara uymaya zorluyorlar. çünkü başka türlü demokrasiyi hakim kılmanın mümkün olamayacağını biliyorlar.
haşim kılıç, yukarıda verdiğim cümlelerde tam da bir aym başkanının konuşması gerektiği gibi, bir hukukçunun konuşması gerektiği gibi konuşmuştur. çocuğa anlatır gibi anlatmıştır. hukukun öyle "biz de yasağı yasaklarız o zaman" ya da "hukuku milli iradenin üstüne niye koyuyorsunuz canım?" tadındaki saçma salak cümlelerle ayaklar altına alınamayacağını anlatmıştır ülkenin başına çöreklenmiş bakkal kadrosuna.
evet birilerinin ağırına gitmiş olabilir. doğaldır. cehaletlerindendir. siz mahalleye muhtar olamayacak bir tıyniyette insanlar olarak, devletin bütün kurumlarını bir bir ele geçirirseniz, hukuku kendi fahişeniz haline getirmeye kalkışırsanız, işte bir babayiğit de çıkıp sizi çocuk azarlar gibi azarlar böyle. size ilkokul öğretmeni gibi ders verir. " e ama bu da çoh ağır oldu caanım" diyeceğinize azıcık saksıları çalıştırıp ülkeyi daracık zihinlerinizle ne hale getirdiğinizi görseydiniz muhtemelen böyle saçma bir duruma da düşmezdiniz.
şimdi de diyorlar ki, yargının aksaklıklarından bahsetmedi ki. ulan siz bahsettiniz mi? yolsuzluk operasyonunu fiyasko ilan ettiniz? neye göre? ulan yüzlerce bilgi, belge saçıldı ortalığa. belki pek çoğu da yargılanma sürecinde kullanılacaktı. izin verdiniz mi bunların mahkeme önüne getirilmesine? yargı hangi kusuru işledi de bu tasfiyeleri yaptınız anlattınız mı? gerçi bir adamınız anlattı. "yargı bizim günah işleme özgürlüğümüzü elimizden aliyür" dedi dalga geçer gibi. yargı neyi yanlış yaptı anlatsanıza bir hacı dayılar? anca tutturmuşsunuz bir paralel yapı. bakın gülen örgütünü hiç bir zaman desteklemedim. gülenciler ile akpliler kolkola gezerken de desteklemedim, bugün de desteklemiyorum. bu örgüt, dini açıkça istismar eden, underground bir siyasi örgüttür benim için. ama cemaatin üst yapısı böyle diye de sayıları belki milyonları bulan gülen cemaati mensuplarını topyekün ezmem, ezdirmem.
isim verin isim! kim bu paralel yapı dediğiniz herifler? koskoca bir cemaatin bütün mensupları mı? bizim bakkal da gülenci hacı, o da mı bu projenin içinde? o da mı başbakana komplo kurdu? o mu tıktı ilker başbuğ'u içeriye? siz daha kendiniz inanmıyorsunuz söylediklerinize? hukukçulardan ne demelerini bekliyorsunuz? evet elimizde kimin ne yaptığına dair hiç bir şey yok ama paralelci gülen teşkilatı türk hukukunun en büyük sorunudur demelerini mi? aptal olmayın gözünüzü seveyim yaa.
işte haşim kılıç, yel değirmenlerine savaş açmış bu don kişotlara, bunu yaparken de koskoca bir devletin bütün kurumlarının içine etmiş aklı yarım bir, kör topal bir siyaset kurumuna ders vermiştir, eğer almışlarsa. almadıkları şimdiden belli. baksanıza aynı argümanlarla konuşan en az beş gazeteci, bir de bakan dinledim şu dakikaya kadar. aym muhtırası diye manşet de atarlar yarın bazı gazete müsvetteleri. hiç kandırmayın kendinizi. sen yarım aklınla devletin her kurumunu kendi çıkarların için işgal etmeye çalış, demokratik düzenin üstüne limon sık, ondan sonra aym başkanı siyasi konuştu diye sitem et.
bir de diyorlar ki şimdi zamanı mıydı? bugün neyin yıl dönümü? aym'nin kuruluşunun değil mi? peki aym ne için ve neye karşı kurulmuş, hangi sebeplerle kurulmuş? onu da ben söylemeyeyim, bir zahmet araştırın. yok benim araştırmakla işim olmaz diyorsanız da en azından burada boş boğazlık yapmayın bir zahmet. bilenle bilmeyenin bir farkı olsun.
kendisini siyasete giriyor diye eleştirenler neyin kafasındalar onu bir anlatabilirlerse dünyanın sırrını çözmüş kadar mutlu olacağım. hadi biz uzun yazdık okumadınız. zahmet edin de şu entriyi okuyun madem: (bkz: #23609803) arkadaş kısaca gayet güzel özetlemiş. ondan sonra da konuşmalarını hangi yönüyle eleştirdiğinizi, siyasete neden girmemesi gerektiğini adam gibi anlatın da biz de anlayalım. haa, ama siz de biz de gayet iyi biliyoruz ki boş konuşuyor, sadece başbakanınızın ya da onun yandaşlarının papağanlığını yapıyorsunuz. yoksa kendisi doğru zamanda, doğru yerde, doğru sözleri söylemiştir. siz ne derseniz deyin, dünya dönüyor gençler.
1990'dan bu yana sol, sosyalist, kürt partilere 18 kapatma davası açılmış 14'üne evet demiş aym başkanı. milli görüş partileri ve akp'ye açılan kapatma davalarına hayır demesi iyi bir şey ama parti kapatmaya karşı olduğunu göstermiyor. yine de bugün durduğu nokta doğrudur. gerçi 2015'te emekli olacak.
hukukçu olarak devletten aldığı o maaş haram olacaktır ve ilginçtir törende Abdullah gül ile paslaşmıştır. http://vine.co/v/MnLVnJ5WvtJ . belli ki okuduğu o metni yazmasında Abdullah Gül'ün de yardımı olmuş.
ne biçim bir ülkede yaşıyoruz herkes satmış ülkeyi.
kendilerine hatırlatmak lazım tarihe bakıldığında hiçbir ihanet cezası kalmamıştır ve tarih ihanetleri asla unutmayacaktır.
şu sıralarda akp genel merkezinde kendisi için güneydoğu anadolu bölgesinde boş mübaşirlik kadrolarına bakılan hakimdir. hiçbir başbakanın veya siyasetçinin bir mahkemeyi hatta anayasa mahkemesini eleştirmesi hakaret vari konuşması haddi değildir.
