yediği ayar ya da ayarları sindiremeyen, nick altı pisletmeyi seven ancak ne bok demeye çalıştığı, ne yazdığı anlaşılmayan, diğer yazarların başlık ve entry'lerini beğenmeyip, utanmadan da ayar kaydığını zannedip de ilgili başlıklara entry kasan ama kastığı entry'leri bir boka benzemeyen; dolayısıyla kimsenin sikinde olmayan, her yazar gibi bel altı düşünen ancak; biz dünyalı da kendi uzaylıymış gibi * bizleri ''aklı ancak bel altına çalışan yazar'' diye suçlayabilen, buna rağmen bir çok bel altı açılmış başlıklarda entry'leri bulunan, ishal gibi nick altı bırakan ve bundan mütevellit sinek olan ama mide bulandıran yazarlardır. Sıçar ve ardından da sıvar.
''ama anneeee önce o saçımı çekti höhöhööööö..'' diye zırlar ya çocuklar, bebeler. işte bu tür yazarların durumu bu nizadan farksızdır. Uzaktan bakılır, gülünür. Çok basitleştiklerinin farkına varmazlar. Yediği ayarlarla nevri döner bu bebelerin ve nerden dem vuracaklarını bilmezler, saçma sapan gülünç basit bir şekilde kasar da kasarlar. Sikimizden aşağı kasımpaşadır oysa ki, çok da sikimizedir oysa ki, bu sözler de kol gibi girsindir ama akılları basmaz.
Ha bir de bu tür yazarların nick altına gidip de onları şereflendirmemek lazım gelir ki, şereflendirmek şeref sahibi insanlara yapılır. aman ha.
Bu garip tür içinde bulunan yazarlara özel bir şiir yazdım. Götünüze girsin, afiyetle yavrularım.
Entry'lerimi takip et bebeğim,
istersen özelime gel sevişelim,
aman dikkat et, kasılma fazla,
sürekli gelip döşemeyelim.
Hakaret edip, ben bilmem kaçıncı Nesilim sen kimsin ergen velet diye trip atarlar, sözlükte bolca vardır. Hayır yani eksilenen ya da yediremediği entry'lerini silip üste çıkmaya çalışan birinin bu boş kendini bilmez özgüveni nereden geliyor merak ediyorum.