Bilmediğiniz bir konuya açıklık getireyim. Arap yarımadasında kızların yaşı adet döneminden sonra hesaplanmaya başlar. Yani 13 yaşında adet olmaya başlayan bir kız 14 yaşına bastığında 1 yaşında sayılır,25 yaşına bastığında 12 sayılır. Her iftiraya her yalana inanmayın araştırın kardeşim araştırın. Şöylede örnek verebilirim sen 40 yaşındasın evlendiği kadın 30 yaşında fakat adet dönemine 13 yaşında girdiği için sen aslında 17 yaşında bir kızla evlenmiş oldun. Tipik Türk olduğunuz için araştırmak yerine gördüğünüze inanmaya devam edin. Ayrı bir konuya gelirsen çok uzağa gitme doğru hesaplamayla türkiyede 50 yaşında bir insan 16 17 yaşlarında bir kızla evleniyor. Arap hesaplamayla 3 yaşında. Sen bunlara karşı çıkacaksın kardeşim. Başlık parası adı altında kızlar satılıyor ama sesiniz çıkmaz. Nerede islam düşmanlığı var hemen yandaşçı medya gibi olursunuz.
son peygamberdir. islam dinini yaymak için çok çileler çekmiş bu davandan vazgeç sana istemediğin kadar servet verelim denildiği halde kabul etmemiş davasına devam etmiştir. burada kendisine kuranı yazdığını söyleyen kırıklar 1500 yıl evvel okyanusta tatlı su ve tuzlu suyun karışmadığını hesapta hz muhammed yazmış..ulan nasıl görüşmüş ki bilim teknik 1990 lı yıllarda bu durumu öğrenmişler.
goluuu denen 10 girili fake hesap iftira attın da noldu başın göğe mi erdi yoksa madalyamı aldın hamido ekran görüntünü aldım olum elimden çekeceğin var evet...
Alemlere rahmet olarak gönderilmiş, hayatı boyunca emin olarak anılmış, peygamber.
O kadar önemli birisi ki sadece insanlara gönderilmiyor, tüm alemlere gönderiliyor. Allah hz. Muhammed'e habibim diyor. Allah onu o kadar seviyor ki sen olmasaydın alemleri yaratmazdım diyor.
Bir yazar aşağıdaki açıklamayı yapmış, benim yazacaklarımın hemen hemen aynısı madem bu yazar paylaşmış bana da yazdıklarını tekrar hatırlatmak düşer diye paylaşıyorum.
''yaşamını kuran ile şekillendirmiş ve yaratıcının kitabını yaşamıyla desteklemiş resullerimizden biri. buna bu bakış açısıyla bakarsa bir insan, dini yaşamak için başka kitaba ihtiyaç duymaz. peygamberin tüm tavrı kitapta var. yaşam karşısında takınması gereken tavır ona kitapla iletilmiş. peygamberle senin uyman gereken kurallar arasında bir fark yok. Tek kanun koyucu var ve bu kurallar bütün peygamberleri de kapsayarak tüm insanlara yönelik.''
Maalesef din, bir şekilde hala tahrif edilerek yanlış yaşanılıyor, insanlar diyorlar ki: geçmişte böyle yanlış yaşayanlar vardı, hayır günümüzü de gözden geçirin. Bir hayvanı kutsal varlık olarak ilan edenler, bir insanı ilah olarak görenler, kendisine müslüman diyip türbelerden medet isteyenler, canlıların her türlü haklarını çiğnemeyi normalleştirenler, kendi adını diğerlerinden üstün göstermeyi kabul ettirmeye çalışanlar vs. Bir bakın bu peygamberinde uyduğu kitaba, yukarıda verilen örneklerden hangisini yapmış veya iletmiş.
asıl şimdi ıssız
Tihâme çölleri
âlemi bağrı yanık
bırakıp gittiğinden beri
sadıklara şahid
Akabe körfezi
şahid peygamberlere Usfân vadisi
acı Tifle kuyusu
tattığından beri mübarek yudumu
yüzyıllardır nasıl da tatlı
bir de göklerden bak Mescid-i Haram
nasıl da atan beyaz bir yürek
kalbim Şuayb mağaraları
fışkırır içimde on iki pınar
çağıldar sesinde
mazlum on iki imam
ham taşlardan bir Musa mahareti
vadideki sunak
dağlara yontulmuş heybetli evler
şimdi bir mezar gibi miras ibret-i aleme
kurudu tapılan Eyke ağacı
kahroldu yedi fal okları
yerinde yeller esiyor putların
şimdi bir mezartaşı Petra
yeşil demirli cami pencereleri
zıvanadan çıkarmaz aşk kendini
Busra serinliğinde
hacılardan gelen esans kokuları
çağın erdemliler sözleşmesi
saraylar sarayı Nur Dağı
tahtların tahtı Hira
bizim kahramanlarımız
pelerinli değil sarıklıydı
zırhlı değil cübbeli
sonuna kadar Rabbine güvenen
mübarek mancınıklar
ne sanatsal deşmişti
siyonist Hayber surlarını
bir nefhada sevinen hurma bahçeleri
göklere yükselen sancak
yankılanır Mûte zaferi
Zeyd ve Cafer ve Revaha
rahmet eylesin Rahman
ve işte Seyfullah orada
ellerinde dokuz kılınç kırılan
hüzünlü Uhud gününde
hakikatin safında olmak ister gibi
vuruyor hakkın hasmına
Diyarbekir’in Süleyman mabedinde
yüzyıllardır akan bereketli sular
Halid’in şehadete olan
cezbedar sevdası sanki
dönüp dönüp vuruşanlara
tozu dumana katanlara
selam hak için durmayanlara
Kureyşliler sana verdikleri
sözde durmadılar
seninle yaptıkları sağlam
anlaşmadan caydılar
kınından sıyrılmış dolunay
gibi şakıyan zağlı kılınçlar
uzaya uzanan bir sancak sanki
mübarek fetihle Mekke
serden geçmiş beş birlik beş koldan
akıyor cihad nehri
mükerrem sokaklarında
işte aşkın asâsı
işte devrilen yüzlerce sanem
çünkü bir kez geldi mi hak
bâtıllar yokluğa
mahkum daima
cahiliye adetleri
şerli kan davaları
saptıran cümle bidatler
şimdi kutlu ayağın altında
şimdi aşka her yatsı Kadir Gecesi
bir çığlıktır Huneyn vadisi
civarında bir avuç ashab kalmışken
bineğini gavurun üstüne süren Resulullah
O ki alemlerin en cesur Abdullahı
bir ay mesafedeki
düşmana korku salan
kalbini tam kaplamış Allah sevdası
aşkın evine dönmüş cihad meydanı
mübarek avucunda
gülleye dönüşen çakıl taşları
yağarken üzerine düşmanların
savaşın seyrini
değiştiren mucize
aşıklarını yalnız bırakmaz Hakk
iniyor görülmemiş melek orduları
zaferler zaferleri kovaladı
kınından sıyrıldı Huneyn Günü
ne güzel bir şahid Hüda Yolu
ne şanlı bir fetih Taif Fethi
cesaretin nişanesi Tebûk Gazvesi
esaretin hengamesi bitmekteydi
putları patlatma seriyyeleri
bir öğüttür şu çağdan bu çağlara
bir peygamber bir sıddık ve üç şehid
Salih’in kentlerinden geçer iken
konuştu Rabbini en çok seven
Yürek hazretleri
“nefsine zulmedenlerin yurduna
ancak ağlayarak girin ki
onlara isabet eden musibet
sizlere isabet etmesin”
kaybedecek neyin var
zincirlerinden başka
ey çağın müslümanı
işte Saadet Asrı
işte zekat memurları
işte adil yasaların yargıçları
kılınçların gölgesinde gör orjinali
gör olman gerekeni
Sevr mağarasında
örülen ankebut ağlarının
üstünden henüz on yıl geçmemişken
kadim islamiyeti
koca Arab yarımadasına
hakim kılanı tesbih et
Sevgililer Sevgilisi ki
unutma vefat vaktini
maziden son anlarına değin
damarlarında dolaşan zehri
yine bir yahudi etlere zerk etmişti
suya dalan mübarek eller
kademli vechine sürülen
ölümün sekeratı vardır ölümün
mukaddes yolculuk nereye
Er-refîki’l-a’lâ!
kim Rahmân’a tapıyorsa
bilsin ki Rahîm ölümsüzdür
evet Hû gitti
ama sünnetiyle yanında gibi
hicrî 1440 yerinden
Hakikat Medeniyetinin
emin yiğitlerinin
Padişahlar bile elçisini hakaret edilirse savaş açardı. Madem Muhammed bu kadar değerli işi Allah a bırakın. Siz de rahat edin biz de. Zira siz bu şekilde dininizi koruyamazsınız. Zaten din korunmaya muhtaç birşey değil. Eğer birileri korumak iç güdüsü ile can alıyor ve can veriyorsa orada korunmaya çalışılan din değil menfaattir.
yaşamını kuran ile şekillendirmiş ve yaratıcının kitabını yaşamıyla şekillendirdiği resullerimizden biri. Buna bu bakış açısıyla bakarsa bir insan, dini yaşamak için başka kitaba ihtiyaç duymaz. peygamberin Tüm tavrı kitapta var. Yaşam karşisında takınması gereken tavır ona kitapla iletilmiş. Peygamberle senin uyman gereken kurallar açısından farkın yok. Allah katında sen hem Allahın hem peygamberin kurallarına tabi olmak zorunda değilsin. Tek kural koyucu var ve bu kurallar tüm peygamberleride kapsayarak kullara yönelik. Bunun üzerinde niye duruyorum ama böyle bir hadis var hanefi mezhebinde böyle şafiye göre bu yasak denilerek yanlış hükümlerle din yaşandığı için.
Ölümünden 1400 yıl sonra hadisleri Amerika,Avrupa,Asya'da bilboardlara,duraklara,panolara insanlara nasihat için asılan peygamber efendimiz.
Varsın bizim ülkemizde bir takım köpekler senin sözlerine inanmasın.
Biz sana inanıyoruz ve iman ediyoruz. Sen bizim efendimiz,önderimiz,müjdecimiz,rehberimiz ve peygamberimizsin.
Bu can uğrunuza fedadır efendim. Lütfen bizi ümmet olarak kabul buyurunuz.
gördüğünüz üzere bir tezatlık var değil mi? sizce nedeni ne? hiç merak ettiniz mi? mezhep faşizmi.
allah benim atalarımı iran devşirmesi olmamakla, doğru yoldan sapmamakla onurlandırdığı için, her peygambere saygı duyan, her sahabeye saygı duyan bir ümmetin torunu olduğum için ne kadar şeref duysam azdır.
sorsan laik, seküler, aydın olduğunu iddia eden bir kitle insan aileden miras kin ve nefretleriyle, daha dini tarih bilmeden başkalarının inançlarına saygı duymuyorlar ya ona yanıyorum. işe gelince çomar, yobaz dedikleri kitleden ne farkları kalıyor acaba.
iyi ki atalarım şahkulu, celali, koçgiri gibi isyanlara katılmamış, iyi ki... yoksa yüz binlerce sivili kendilerinden olmadığı için başlattıkları isyanlarda katleden cani ve mezhep faşisti atalardan geliyor olurdum ve de insanların kıldığı namaza, tuttuğu oruca, kafasındaki örtüye laf ederdim bu kin ve nefret ile.