düpedüz cehalettir. mesneviyi anlamayan ve kavrayamayanlar,idrak edemeyenler emperyalistlerin gazına gelerek islamı tahrif etmek için böyle iftiralar atarlar.
şemsle yaşadığı cinsel arbede sonucu belki birileri bu yönde tepki ortaya koymuş olabilir ancak bu gereksizdir. sonuçta adam tarikatçı gidip marjinal yönelimleri fazla bulmak gereksiz.
Maneviyata, allah yolunda kutsal aşkı temsil eden tasavvufa saygı duymayan, güya inançlı insanlara ait söylemdir.
Gel, ne olursan ol, gene gel,
Kafir, putperest, mecusi olsan da gene gel diyen bu yüce gönülü, arsızca karalamaya çalışmaktır.
Canınız sağolsun, kızmadık...
Çünkü yaradılanı hoş gördük, yaradandan ötürü... Hz. Mevlâna...
En basitinden, google amcaya "mevlana da erotizm" diye aratın.
Dincisinden tutun, ateistine kadar hepsinin yorumlarını okuyun.
Her ne kadar terbiyesiz olsam da bu adam terbiyeme el vermeyebiliyor.
mevlana ve şems-i tebrizi, birbirini allah için seven iki kişidir. derin tasavvufi görüşleri nedeniyle birbirinden etkilenmişlerdir.
hatta hz. mevlana şems-i tebrizi'yi kızı kimya ile evlendirmiştir. işin gerçek tarafı, şems-i tebrizi kimya'yı hiçbir zaman sevmemiştir. ve tebrizli şems'in ölümü, mevlananın oğlu alaaddin'in elinden olmuştur.
o dönemde yaşayıp, o insanları görmeden, onlara kafir veya sapık damgasını yapıştırmak doğru değildir. kafir ve sapık dediğiniz adamlara dikkat ediniz sayın yazar! zira onlar sizin gibi sırf konuşmak için konuşanları cebinden çıkartırlar.
Mevlana nın sema dönerken müzik çalınmaması ama günümüzde müziksiz sema yapılmaması nasıl bir çelişkidir,
Mevlana yı mevlanacılar anlamıyor başkaları anlamamış çok mu?
islamiyet sema dan ibaret gibi, hem namazdan oruçtan bi haber ol, hem islamdan bahset, mevlana kadar taş düşsün başınıza,
Ayrıca eşcinsellik iddiası kadar yersiz bir iddia olabilir mi? Büyük bir dostluğu çekemeyenlerin uydurması.
Uzun geçmiş diyebileceğimiz eski bir tarihte yaşamış ve etkileri bugün dahi devam eden bir şahsiyete, her kim olursa olsun, kafir ve sapık nevinde sözler itham etmek ucuz insan işidir. Gelgelelim şu var ki, tarihi şahsiyetleri tartışma hakkına da sahibiz.
Mevlana aynı zamanda çok güçlü bir menkıbevî şahsiyet. Halk nezdinde bu gibi saygı gören, halka, topluma faydası dokunmuş kimselere, zaman içerisinde halk tarafından bir kutsiyet atfedilir. Tıpkı Ahmed Yesevî, Hacı Bektaş Velî ve Yunus'ta olduğu gibi, Mevlânâ da böyledir.
Tasavvuf çok geniş ve hâlâ hem zihinlerde hem de bilimsel disiplinlerde iyi bir çalışma metodu geliştirilememiş bir alan. Fuat Köprülü bu gibi etkili tasavvuf şeyhleri için, "halka faydası dokunmuş bu kişileri, muhayyeleler, zamanla bir keramet halesiyle sarıyordu." nevinde bir cümle söyler. Yani halk zamanla, şeyhine kutsiyet atfetmek için birtakım menkıbeler,hikayeler uyduruyor demek istiyor.
Prof.Dr. Mikail Bayram, Mevlana'nın Türk değil Farsî olduğunu, onu da geçtim, ekmek, su gibi birkaç Türkçe kelime dışında Türkçe dahi bilmediğini söyler.
Mesnevî'nin başında, "bu kitap hakikatin özünün özüdür ve Hakkın kudretiyle yazılmıştır" tarzındaki cümlesi çok eleştirilmiştir ve hâlâ da tartışılmaktadır.
Eşcinseldi, şuydu buydu şeklindeki tartışmalar, bilgisizlikten kaynaklanan uydurmalardan ibarettir. Bu gibi topluma etki etmiş tasavvuf şeyhleri, evvela ateş altındaki bir coğrafyada, hükümdarlara bile tekke ve zaviyelerinde, kendi karşılarında diz çöktürebilecek güçteydiler. Bu çok ilginç, çok büyük ve irdelenmesi gereken bir hadisedir. Tartışılması gerekenler bunlardır.
tek kelimeyle saçmalıktır. Bunu diyen gafillikle demediği sürece küfre girmiştir. Bir din adamı hakkında ileri geri konuşmak özellikle o din adamı allah katında kıymetli bir evliya ise, o vakit başına laneti almak demektir. Hayır bu milletin değerlerine, çok saygı duyduğu din adamlarına saldıran türk olmayan, ingiliz, alman, fransız olan türk evlatları, sizler bizim onlara karşı muhabbetimizi azaltmıyor aksine kuvvetlendiriyorsunuz, meyve veren ağaç taşlanır olduğu için, yaptığınız bu terbiyesizlikler sadece hakk olan kişilere karşı, onları işaret eden bir tabela görevi görmektedir.
Günü gelecek, bu konuşmalarınız için pişman olacaksınız.
