Gaybın perdesi açılsa imanının daha fazla artamayacağını söyleyen zirve kişiliklerden. islam'ın dördüncü halifesi, Peygamber Efendimiz'in soyunun devam etmesine sebep, zeki, çok cesur mubarek sahabe efendimizdir. Zülfikar adında kılıcıyla kahramanlıkları meşhurdur. Peygamberimizin kızı Hz. Fatıma ile evliydi.
Allah Aşkına ulaşan aşıklar dile Geldi
Pir Elinden dolu icen talibler Coşa Geldi
Talib oldu Mest, Cumlesi ikrarın Güde Geldi
Demle Ya allahYa muhammedYa ali Diyerek
Sakin oldu kimi Zaman, bazen taştı bu Gönül
Erenlerin yolunda Kırk makamı Gördü GönüL
Sır Acıldı perde kalktı ,Aşka Bulandı Gönül
Dostla Ya allahYa muhammedYa ali Diyerek
Bak Dermani Soyler Dogru Piri abdal murad'dır
Dunya gümüş ise, Gerçek Altın ince Figandır
Verselerde Degişme dost Bu yolun Hakikattır
Aşkla Ya allahYa muhammedYa ali Diyerek
islam dini nin en önemli figürlerinden birisidir hz ali*.
"alçakça söylenen bir söze karşılık vereyim deme, çünkü o sözün sahibinde onun gibi daha nice düşük sözler vardır, cevabına yine onlarla cevap verir." hz. ali (ra).
Resulullah'ın amcasının oğlu, damadı, dördüncü halife. Babası Ebû Talib, annesi Kureyş'ten Fâtıma binti Esed, dedesi Abdulmuttalib'tir. Künyesi Ebu'ı Hasan ve Ebû Tûrab (toprağın babası), lâkabı Haydar; ünvanı Emîru'l-Mü'minin'dir. Ayrıca 'Allah'ın Arslanı' ünvanıyla da anılır.
Hz. Ali küçük yaşından beri Resulullah'ın yanında büyüdü. On yaşında islâm'ı kabul ettiği bilinmektedir. Hz. Hatice'den sonra müslümanlığı ilk kabul eden odur. Hz. Peygamber ile Hz. Hatice'yi bir gün ibadet ederken gören Hz. Ali'ye Peygamberimiz şirkin kötülüğünü, tevhidin manasını anlattığında Hz. Ali hemen müslüman olmuştu. Mekke döneminde her zaman Resulullah'ın yanındaydı.
maalesef halifeliği kısa sürmüş sahabe. bunun nedeni kendisinin halifeliğini tanımayan zamanın suriye valisi muaviye'dir ki kendisinin ölümünden sonra emevi imparatorluğu'nu kuracaktır. birçok alevi hz. ali'ye haksızlık edildiği gerekçesiyle kendisinden önce halife olan hz ebubekir (632-634), hz ömer (634-644) ve hz osman'ı (644-655) halife olarak görmez. hâlbuki hz. ali'nin kendi fili ve ikrarı bu davayı ortadan kaldırıyor. sebebi 3 halifeye 23 sene intiba etmesidir. onların başkomutanlığını ve şeyhülislamlığını yapmıştır. eğer hz. ali onları layık görmeseydi, bir an durmazdı. evet, onları hak gördüğü için durdu. kendisinin öldürülmesi müslümanları sünni, şii ve harıci olmak üzere 3 fırkaya bölmüştür.
edit: bana eksi verenlere sorarım. yazdıklarım yalan mı?
Sünnilerin de en az Aleviler ve Şiiler kadar sevdiği ve hürmet ettiği, peygamber damadı , velilerin ve nur neslinin babası , ilmin kapısı, cennette müminlerin hatibi, Hz. Fatıma ile nikahı Allah katında bizzat Allah tarafından kıyılan, övücü sözlerin kifayetsiz kaldığı , yüzüne yüz sürülesi mübarek zat.
peygamberin damadı olma şerefine nail olmuş büyük insan.
sünniler hz. ali yi daha az sevmektedir lafı safsatadır. bir sünni olarak hz. ali yi çok sevmekteyim. zira onu nasıl sevemem. islamın dört halifesinden biridir. dolayısıyla hz ebu bekr i ne kadar seviyorsam, hz. ali yi de o kadar seviyorum.
Hz Muhammed'in amcasının oğlu ve damadı, gerçek anlamda son halife olan müstesna ve yüce bir kişidir. Kahramanlıkları, cesareti ve kuvvetinden ötürü Allah' ın Aslanı payesi verilen, çift uçlu kılıcının adı zülfikar, atının adı düldül olan sahabedir. Hz Muhammed' in en çok sevdiği insan olduğu rivayet edilir, sözleri davranışları ve öğütleriyle kusursuz bir kişiliğe ve ahlaka sahiptir. Yüzü resmedilen ve esmer, yeşil gözlü olarak tasvir edilen Hz Ali, imam hasan ve imam hüseyin' in de babasıdır.
"Hz. Ali'nin suikasta uğrayacağı sabah güneşin doğmasının yaklaştığı vakitlerdi. Müezzini ibn Tayyâh onu kaldırmaya gelmişti. Hz. Ali'nin üzerinde büyük bir yorgunluk ve ağırlık hissi vardı. ilk seferde kalkamamıştı. Müezzini ikinci sefer geldiğinde yine aynı haldeydi, kalkamamıştı. Üçüncü sefer geldiğinde kalktı ve yürümeye başladı. Hem yürüyor hem de şu beyitleri mırıldanıyordu:
Hazırla kendini ölüme, zira sana yaklaşmakta,
Senin vadine (yanına) geldiğinde sakın ondan sızlanma.
Hz. Ali (r.a) mescidin küçük kapısına yaklaştığında bir Haricî olan Benî Murâd kabilesinden Abdurrahman b. Mül-cem tarafından saldırıya uğradı ve hançerlendi (Küfe 40/661).
Bu sırada sesleri duyan kızı Ümmü Gülsüm112 hemen dışarı çıktı. Babasının yaralandığını görünce, 'Nedir bu sabah namazının vaktinden çektiklerim! Eşim, müminlerin emîri (Ömer r.a ) sabah namazında şehid edildi. Babam Hz. Ali de sabah namazı şehid edildi' dedi."
Kureyş'in ihtiyarlarından biri der ki: "Hz. Ali, Abdurrah-man b. Mülcem tarafından hançerlendiği sıra, 'Kabe'nin rabbine yemin olsun ki ben kurtuluşa erenlerden oldum' dedi."
Muhammed Bakır b. Ali Zeynelâbidîn der ki: "Dedem hançerlendiği zaman oğullarına birtakım vasiyet ve nasihatlerde bulundu. Sonra, ruhu kabzedilene kadar 1â ilahe illallah' zikrinden başka hiçbir şey konuşmadı."
Halife olunca, hazinenin başına getirdiği Ammar'a hazinede ne kadar para olduğunu sorup 300 bin dinar olduğunu öğrendikten sonra bunu aylık almayı hak eden 100 bin kişiye eşit olarak yani herkese 3 dinar olarak dağıtılmasını, kendisine de 3 dinar ödenmesini emretti. Ama bu kararı müslüman toplumun önde gelenlerini memnun etmedi. sehl bin Huneyf gibi öteden beri onun hilafet hakkını savunan birisinin dahi yanına gidip "Ya Ali, filanca düne kadar benim kölemdi, sen ona ne verdiysen bana da onu verdin" diye yakındığı söylenir.
Talha, Zübeyr, Abdullah Bin Ömer, Said Bin As, Mervan gibi hepsi valilik bekleyen ve Müslümanların gözünün içine baktığı pek çok isim rahatsızdı. Örneğin Velid Bin Hutbei "Osman'ın verdiği kadar vermezsen, seni bırakır, Şam'a gider, Muaviyeye katılırım diye tehdit bile etmişti Hz. Ali'yi. Toplanıp heyet halinde halifenin yanına gittiler ve "Bizim resulullah'a yakınlığımız var, savaşlarda bulunduk, Ne Ömer böyle verirdi ne Osman. Sen bizi herkesle bir tutuyorsun." diye dert yandılar. Anlatılan o ki, Hz. Ali haddinden fazla açık sözlü, kimine göre patavatsız bir kişidir Hz. Ali. Yani lafı zarfa koymayı seven biri değildir. Nitekim bu yüzden Hz. Peygamber'in sağlığında değişik olaylar vesilesiyle Hz. Ayşe dahil öfkelendirip kendinden uzaklaştırdığı çok insan vardır. Hz. Ali kendisine geln heyete de bu yönüyle seslenir: "Benden önce mi müslüman oldunuz? sorusunu yöenltti..."HAyır" dediler. Sonra peygambere siz mi yakınsınız, ben mi? diye sordu. "Elbette sen" dediler. "Hanginiz benim kadar savaştı" diye devam etti. "Senin gibi savaşan yok" dediler. Bunun üzerine Ali "Allah'a yemin ederim ki, benimle işçim arasında fark gözetmem" dedi. Sonuç malum... Kufe ve Basra valiliklerini isteyen ama alamayan Talha ve Zübeyr isyan ettiler. Camel Savaşı'nda yenildiler de. Ama Ali'Nin Muaviye'ye karşı kurduğu orduyu zayıflattı bu hareketleri. Ve Sıffın'da Muaviye'nin karşısında çıkan Hz. Ali savaşı kazanmak üzereyken kendisini hakemlerin adaletine teslim edince mukadder akıbet geldi.
Hz. Ali'nin kardeşi Akil bile ağabeyinin hilafetinde zenginleşmeyi bekleyip amacına ulaşamayınca Muaviye'nin yanına gidip onun bol bol dağıttığı servetten yararlanmayı seçmiş, bir rivayete göre Sıffın'da savaşa katılmamakla birlikte Muaviye'nin yanında saf tutmuştu.