yılın altıncı ayı. benim doğduğum ay olduğu için çocukluktan kalma ve çocukca duygularla özel bulduğum, totem yaptığım ay'dır. bir sayı tutulacaksa bu öncelikle 6'dır. ben her yıl bu ay'da daha çok şımarır, daha çok mutluluk ararım hayatta.
haziran'ı çok seviyorum.
Haziran Gregoryen Takvimi ne göre yılın 6. Ayı olup 30 gün çeker. Sözcüğün kökeni süryanice "sıcak" anlamına gelen haziran sözcüğünden alınmıştır. Ayrıca yaz mevsiminin ilk ayıdır.
üçüncü gününü hiç sevmediğim ay. her yerde de özellikle gözüme sokulan bir tarihtir 3 haziran. yine yaklaşıyor kodumun günü. amına koyma derecesinde nefret ediyorum o günden.
otele giriş yapacaklar , aman çok dolmadan denize gireyim diyecekler yemekti memekti her taraf iğrenç kum bi sürü insan şezlong kapma telaşı saat 6 gibi herkes odasına çekilicek yemek için süslenicek..
püf yani.. git kardeşim git bi dağa tırman alplerde kamp yap git izlandayı gör.. öf yani ben bıktım bu tatil planlarından.. bi de sonrasında tatilde naptın ay ben bu kadar yandım geyiği başlar ki , aman diyim..
haziran kadar tiksindiğim bi ay yok.. eylül gelse de kurtulsak..
sıcaktan ötürü duvarların arasında kalamadığım, alerjiden ötürü balkondayken nefes alamama sendromlarına yakalandığım hakkında iyi şeyler düşünmediğim ay. ama yine de; cem karaca nın "haziran titreyişlerle,kaçak yağmurlar ardı. yıkanmış kurunur muydu o yedi tepe ana şefkati gibi sıcak güneşte."* hatrına umutlanılabilir bu günler içinde.
yazın başlangıcı, tatilin habercisi, yorucu sezonun bitişidir. gerçi yağmurlar hala devam ediyor. baharı doğru düzgün yaşayamadan, direk yaza geçeceğiz herhalde.