sakarya caddesinde hem çekip hem oynadığı "levye" adlı filmden sonra eline levye alan her babayiğidin gerçekte yiğit olmadığını gösteren yazar. valla şiddetle tebrik etmek isterim kendisini. bacak kadar boyu olmayan ama türlü türlü huyu olan haziran kişisi, odan yine dağınık kalmış, bi toplasan diyorum.
öss 2007'de ailesinin yüzünü kara çıkarmamış, çok büyük ihtimalle artık üniversiteli yazar. bir hacettepe mezunu olarak, tercihlerinin en üst sıralarında hacettepe üniversitesi'ni görmekten ve bu okulu kazanmasından dolayı mutluluk duyacağım kardeşim. **
bu gece yayınlanan beyaz show'a seyirci olarak gitmiş yazar. kendisi beşiktaş çarşı ankara yazılı atkısını sallamış, beşiktaşlılığını oraralara taşımış, bolca el sallamış, uzun sarı yelelerini sallaya sallaya davut güloğlu şarkılarıyla dans etmiştir. davut güloğlu'yla kesiştiği de gözlerden kaçmamıştır. kendisine selam eder, davutla kesişen gözlerinden öperiz.
yaşadıklarından hiçbir ders çıkaramamış, "canım, çekirge 3. kez de zıplayamaz ya!" diyerek hedefi yıllar sonra tekrar ıskalamış yazar. **
(bkz: iplemez ayağına yatan koftiden gamsız)
yaz aylarının atasıdır.. haziran gelir, insan mart ile bahara geçtiğini hissetiğinden çok daha fazla yaza geçişi yaşar..
sevenleri de bu yüzden çoktur da, düşünmezler ki onun getirdiği o yazda sıcaklardan pişip, can sıkıntısından ölecekler..
haziran'da
bir güneşin gözleriyle doğmuşsun
o yüzdendir ki
güneş koymuşlar adını
ve ne zaman aylardan haziran olsa
gökyüzünün aydınlık havasına şaşırıyorum
bir gülüşte kaybolabilecek insanların ülkesinden
geliyorum
bir gamzeye sığdırılmış dünyaların
diyarından
ve ne zaman haziran olsa
ben kalbimdeki ülkeye daha bir bağlanıyorum...
iyiliklerin kaybolmadığı, değerlerin yitirilmediği
bir yer var
o arayışlarda henüz kaybolmamış seyyahların
adımlarıyla geliyorum...
aylardan haziran
ve ne zaman haziran olsa
ben gamzelerine karşın
gamzelerimle gülümsüyorum...
senenin tartisilmaz en güzel ayi. okul bitiyor, yaz kendini iyice hissettiriyor, baharin kokusu tam olarak kaybolmamis, insanlar piknik yapiyor ve aksam serinliginde balkon keyfi.
Haziran: Süryanice'de 'hazıran' sözcüğü 'sıcak' anlamına geliyor. Aynı dilde, bu aya, - 'sıcakların başladığı ay' anlamıyla olsa gerek - 'hazaran/hazuran' ismi verilmiş.
ama olmaz böyle yazarıdır *
terazi lastik cim-lastik yazarıdır *
dil-burun ikilemi askıda kalmış yazardır *
ama büyük konuşma yazarıdır *
amin amin cemil cümlemize yazarıdır *
içinde bulunulan ay, sıcağın ten yaktığı, güneşin aşka verdiği ateş ile kalbi kora çevirdiği ay.. yazın başlangıcı, yıldızların gökte raks ettiği güzel ay..
ve;
seni neyle geri getireceğim, de bana güzel yağmur
büyük bir ev buldum, adı sokak, bir de küçücük
parkı var, gölgesi içinde keder gibi durur
ister haziran de, ister ağustos balkonunda
aşka da yer bulunur, hala elmayım diye
mırıldanan şiiri de soy şarabın bordosuna
keyfimiz tamam olur... demek isterdim ama,
nasıl derim, sokağa yağmur gibi gelen konuk giden
şu küçücük kedi kız bir daha nerde bulunur?