orta çağlarda kilise ve feodallerin baskısı insanlar topraksız mülksüz bırakılması, ırgatlaştırılması 1. dünya savaşı sonrası da kurdurulan ulus devletler aracılığı ve tapu kadostro marifeti ile yine insanların mülksüzleştirilmesi ve sanayiye ucuz işçi haline getirilmesi olayı vardır üst akıl tarafından. türkiyedeki ekilebilir arazilerin yüzde ellibeşi halen hazineye aittir. insanlara toprak tahsis etmekten ziyade şehirlere sürüp köleleştirme şeklinde bir trend vardır. bunun bilinçli ve kasıtlı olduğu açıktır. hazine arazininin önünden geçen köylüye hapis,para cezası bol keseden verilirken, şehirde hazine arazisine gecekondu yapan ise affedilir. akp nin son dönemde hazine arazilerini kiraya verme projesi de bu köleleştirme trendinin devamıdır.
Demokrasisi gelişmiş toplumlarda kişilerin uçsuz bucaksız arazileri yoktur. Tarım arazileri devletten çok ağır ceza-i müeyyideleri olan sözleşmeler karşılığında kiralanır. Araziyi kiralayan kişi gerekli şartları yerine getirmediği takdirde devlet adamın amına kor!
Çünkü Arazinin kişilere ait olması feodaliteyi doğurur. Türkiye’de tarım reformunun ve kırsal kalkınmanın sağlanamamasının, töre denen ahlaki yozlaşmanın ve hatta bölücü terörün en büyük sebebi geniş topraklara sahip köy ağalığının doğal sonucu feodalitedir.