ıslak meşe odunuyla dövmek istediğim esnaf türüdür. bakkaldır manavdır girer alışverişinizi yaparsınız ve parayı verdikten sonra hayırlı işler dersiniz. ancak bu adam sizi duymamış gibi davranır. ilk seferde duymadı la heralde deyip boşverirsiniz fakat olay tekerrür ettiğinde anlarsınız ki adam odundur. hayırlı işler ve iyi günler lafınıza herhangi bir yanıt verme ihtiyacı hissetmez.
gün boyu yüzlerce kişiyle muhattap olmanın verdiği gerginlik midir yoksa ağız tembelliği midir nedir bilmem ama sırf bu yüzden 2 sokak ötedeki esnaftan alışveriş yapmayı yeğlediğim olur. bu adamlar beni gerçekten deli eder.
ha bu arada sadece esnaf değil süpermarketlerdeki kasiyer ya da ne bileyim ego bilet gişesindeki çalışan da bu sınıfa dahildir.
ortalıkta öylece sap gibi kalakalmanıza neden olan şahıslardır.
esnafın düşünce dünyası sanırsak '' ne diyo bu geveze be! hayrı mı kalmış şuna bak! gel de yardım et bari kepengi kapatmamıza töbe yarabbi! elalemin göt kadar çocuğuna da maskara olduk. defol git lan almıyım ayağımın altına! sen giderken biz dönüyorduk. hey allahım hayırlıymış. bide sineklere selam vereydin bari.'' gibi basit bir selamı karmaşık bir hale getirebilecek durumdadır.