nasil böylesine rahatsin ki?
sanki hicbirsey olmamis gibi
yillar boyu ümitsizce
seni bekledim geldinmiki
bir gün olsun kapimi calip
halim nedir sordun mu hic?
cek ellerini ellerimden
cek gözlerini gözlerimden
bunca yildir yoklugunda
alisitim ben yalnizliga
icimde bir cok sey kirildi
cok gec artik dönme bana
hayir hayir
bosuna yalvarma
inanmiyorum sana
hayir hayir
gözyasinada hayir
inanmiyorum sana
hayir hayir
yüzbin kere hayir
aci cektirme bana
hayir hayir
yüzbin kere hayir
inanmiyorum sana
sen hic birzaman dost olmadin
hic hic bir zaman destek olmadin
yillarca sustum ama
bir tek sey istyirum senden
onurlu bir yabanci gibi
lütfen artik cik git bu evden
hayir hayir
bosuna yalvarma
inanmiyorum sana
hayir hayir
gözyasinada hayir
inanmiyorum sana
hayir hayir
yüzbin kere hayir
aci cektirme bana
hayir hayir
yüzbin kere hayir
inanmiyorum sana
minik sercenin güzel eserlerinden biri.sözlerini de patlatim tam olsun.
dün gece biraz kızgın biraz sinirliydin
mutlaka bir şeylere sıkılmıştı canın
yoksa sen ölsen bile asla bana öyle
hiçbir zaman sevmedim seni diyemezdin
evet hatta biraz fazla sinirliydin
belki de ben hata yaptım farkında olmadan
mutlaka işlerin filan yolunda değildir
yoksa hiç böyle şakalar yapar mıydın sen
hayır, hayır yalan, sen de beni sevdin inkar etme
hayır olmaz, bu yalnızca bir anlık öfke
hayır, hayır yalan, sen de beni sevdin inkar etme
hayır olmaz, bu yalnızca bir anlık öfke
öfkeli olmasan asla bağırmazdın öyle
ne olur anla artık lütfen bitti diye
başkası var artık diye yalan da söyledin
sanki inanırmışım gibi böyle şeye
adalet ağaoğlu'nun 1987 de yayınlanmış bir romanı..bu roman ölmeye yatmak ve bir düğün gecesi romanlarının devam eden üçüncü halkası..yine de tek başına okunabilecek bir kitap..toplumsal mesajlarda içeren bu roman tavsiye edilir..sürükleyici bir roman..yazarın dili sade ve akıcı..
Hayır!
Askerin gece yarısı muhtırasına tek kelimeyle hayır!
Askeri müdahalelerin, yarı darbe ya da tam darbelerin bu ülkeye herhangi bir hayrı dokunmamıştır.
Bundan sonra da dokunmayacaktır.
Askeri müdahaleler Türkiye'ye zaman kaybettirmiştir.
Demokrasi yolunda kaybettirmiştir.
Hukuk devleti yolunda kaybettirmiştir.
insan hakları yolunda kaybettirmiştir.
Kalkınma yolunda kaybettirmiştir.
Askeri müdahaleler, Türkiye'de siyasetin normalleşmesini, rejimle ilgili taşların yerli yerine oturmasını ertelemiştir.
Siyaseti cepheleştirmiştir.
Siyaseti kutuplaştırmıştır.
Askeri müdahaleler, toplumun farklı kesimlerini birbirleriyle karşı karşıya getirmiştir.
Askeri müdahaleler, her seferinde laiklik derken, din ve dindarlık derken, türban derken sergiledikleri tavırlarla, koydukları yasaklarla toplumun değişik kesimlerinin diyalog yollarına taş koymuştur.
Askeri müdahaleler, toplumun değişik kesimlerinde devlete dönük yabancılaşma, hatta düşmanlaşma tohumları ekmiştir.
Uzlaşma değil, çatışma kültürünün tohumlarını atmıştır askeri müdahaleler.
Bunun içindir ki:
Askerin gece yarısı muhtırasına tek kelimeyle hayır diyorum.
63 yaşımdayım.
1960'taki 27 Mayıs'tan başlayarak çok askeri müdahale gördüm. Bazılarının içinde oldum. Bazılarını 'devrim adına' destekledim.
Sonra yanıldığımı anladım.
Yazdığım kitaplarla, yazdığım makalelerle, verdiğim konferanslarla askeri müdahalelerin bu ülkeye herhangi bir yararı olmadığını dilim döndüğü kadar bunca yıl anlatmaya çalıştım.
Demokrasi olsun, hukuk devleti olsun, insan hakları olsun, laiklik olsun, bütün bu alanlarda askeri müdahalelerin işleri daha da karıştırdığına inandım.
Yıllar bu gerçeği bana öğretti.
Askeri müdahalelerin bu ülkede yaşattığı acıyı, kan ve gözyaşını çok iyi biliyorum.
Şu gerçeği de öğrendim:
Askeri müdahaleyle ne demokrasi yapılır, ne cumhuriyet korunur, ne de laiklik.
Hiçbiri olmaz.
Cumhuriyet de, laiklik de en iyi demokrasiyle korunur.
Askeri müdahaleyle değil.
işte bunun içindir ki, askerin gece yarısı muhtırasına tek kelimeyle hayır diyorum.
Çünkü, her askeri müdahaleyle birlikte gelen yasak ve kısıtlamalar, bu ülkede siyasetin olgunlaşmasını geciktirmiştir.
Neden?
Askeri müdahaleleri yapanlar, demokrasinin düşe kalka öğrenildiğini, demokrasi kurallarının oyun içinde kavrandığını, bu nedenle de zaman ve sabır gerektirdiğini bir türlü anlamadılar.
Ne yazık ki öyle.
Demokrasinin bir süreç olduğu gerçeğini hiç anlamadıkları için de, her seferinde oyuna paydos diyerek, mıntıka temizliği yaparak, yasaklar koyarak, hapishaneleri doldurarak, darağaçları kurarak, sivil siyasetin oyun alanını daraltarak sonuç alacaklarını sandılar.
Ama istedikleri olmadı.
Yaşananlardan ders çıkarmadıkları için olmadı.
Kendi ezberlerine bağlı kaldıkları için olmadı.
Farklı seslere kulak tıkadıkları için olmadı.
işte bunun içindir ki, askerin gece yarısı muhtırasına tek kelimeyle hayır diyorum.
Askeri müdahaleler...
Yarı darbeler...
Tam darbeler...
Yineliyorum, bütün bunların Türkiye'ye bugüne kadar herhangi bir yarar sağladığına, bundan sonra da sağlayacağına inanmıyorum.
Çare demokrasidir.
Çare seçim sandığıdır.
Çare halkın oyudur.
Hesaplaşmayı seçim sandığında halkın oyuyla yapmaktır çare...
işte bunun içindir ki:
Askerin gece yarısı muhtırasına tek kelimeyle hayır!
Son söz:
Hükümetin muhtıraya karşı almış olduğu tavır doğrudur, demokrasiye uygundur. Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı adaylığından çekilmeme kararı da yerindedir.
zorluk dercesiyle eveti sollayan sözcüktür, insan hayatı kısa, hayır diyebileceğimiz şeyler ise sonsuz sayıdadır. bu yüzden hayır diyeceğimiz şeyleri dikkatlice seçmeliyiz.
Arapça kökenli bir kelime, iyilik anlamındadır.
bir kimse birisinden bir istekde, ricada bulunduğunda, ricada bulunulan kişi eğer kendisinden yapamayacağı bir şey istenmişse karşısındakini olmaz diyerek reddetmek yerine, bunun daha kibar ve gönül kırmayan biçimini yani hayrolsun bakalım (hayırlısı anlamında )HAYR derlermiş. işte bu şekilde dilimize girip kullanılmıştır. dücane cündioğlu da hayır hakkında bir yazı kaleme almıştır. http://yenisafak.com.tr/y...764&y=DucaneCundioglu
özlem yüksek'in vokalleriyle güzelleşen muhteşem barış manço şarkısı. 1989 tarihli darısı başınıza albümünün kapanışında yer alır. aslında barış abi bu şarkıyı RIDE ON MIRANDA adıyla 1976 yılında ingilizce olarak seslendirmiştir ancak parçanın yer aldığı lp ülkemizde çıkmadığından 89 yılına kadar bu şarkı melodik olarak da pek çok kişi tarafından bilinmemekteydi. ki türkçe hali de orijinal haline göre oldukça daha güzel olmuştur kanımca. o çılgın gitar seslerinden arınmış, barış abinin oturan vokali ve olgun kişiliğinin kattığı oturaklılık ile ayrı bir güzel olmuştur. başta da belirttiğim gibi özlem yüksek belki de en iyi vokal performansını bu şarkı için gerçekleştirmiştir.
bu döşeği sen mi serdin elin dert görmesin ana
ana uyuyacağım ninni çağır danalar girsin bostana
çetin bir yörük kızı hoyrat murat dağı'ndan
bir papatya getirsin bir gelincik getirsin
elimden tutsun beni metristepe'ye götürsün
gönlümce bir hu diyeyim hısımım ali osman'a
yamacına yöresine rüzgarlı camlar dikeyim
bu höşmerimi sen mi ettin eline sağlık ana
ana lokma dökelim aşure kaynatalım
hayır dağıtalım hayır ali osman dayıma
ördüğün bu çorabı sağlıcakla giyiyorsam
tuzladığın bu ayranı afiyetle içiyorsam
tuttuğun bu yoğurdu yoğurduğun bu ekmeği
kaynattığın bu bulguru çalakaşık yiyorsam
etime ve sütüme ineğimin ıslıklı memelerine
kabıma kaçağıma toprağıma bu benim diyebiliyorsam
ali osman dayımın yoksul yüreği bunun bedeli
metristepe göğüne uğru yıldız uğramaya
ana bu benim yüreğim hısımım ali osman'ın yüreği
olay aslında "hayır"da başlar.
ne kadar istiyorsun? bu bir ölçü sorgusu.
dönüp gitmek "sadece bu kadar" demektir.
kalıp ısrar etmek "direnemeyeceğin kadar".
belki fiyasko olur, o da demek olur ki hayata kaldığın yerden devam edersin.
belki olumlu durur, işte o zaman tadından yenmez.
her "hayır" sözü karşı tarafın sizden biraz daha soğumasına sebep olur, insanlar duymaya alışık olmadığı için.
kişinin kişiliğini ortaya koymak için kullanmaktan çekinmemesi gereken kelimedir.