doğduğum zaman muhabbet kuşu almış bizimkiler, adı boncuktu. beraber büyüdük sayılır. yaşlanınca omuzumun üzerinde gezdiriyordum harry potterin baykuşunu gezdirdiği gibi.
bi haftasonu yazlığa gittik temizlik için. babam telefon etti, koskoca adam hıçkıra hıçkıra boncuk öldü diyemiyor. onu duyunca bende başladım ağlamaya.
can bu sonuçta. her tarafı muhabbet kuşu olabilir ama kimse onun hayatında bıraktığı etkiyi bırakamaz.
Hayatında hiç hayvan bakmamış yada sevmemişseniz bu tür duygular barındırmanız zor tabiki, sen daha hayvanları sevmesini bilmezken, insanları nasıl seveceksin! 13 yıl bqktığım terrier cinsi köpeğimi kaybettiğimde ağlamayı bırak nerdeyse depresyona girmiştim çünkü yıllarca dibinden ayrılmayan dostun artık yanında yok ve yokluğunu çok derinden hissetmiştim, ona çok alışmıştım, insan olan insan nasıl üzülmesin be kardeşim.
Hayvaniniz olunce aglamayin. Siz ona evinizi actiniz, yemeginizi paylastiniz, doktora goturdunuz, parkta gezdirdiniz vs. O mutlu goctu bu dunyadan. Size tesekkurler ederek.
Muhabbet kuşum var adı tanju (tanju bey diyeceksiniz) her gün birlikte kahvaltı yapıyoruz. Benimle ekmek peynir, domates yiyor. Kaşığıma konup çorba içiyor. Eve her girdiğimde "aşkım" diye konuşuyor. Küçük toplardan aldım birlikte top bile oynuyoruz. Sabahları gagasıyla göz kapaklarıma vurup "aşkım, cici kuş" diyerek beni uyandırıyor.
Allah korusun ona bir şey olursa depresyona girerim. Ailemden bir birey oldu. Ağlamak ne kelime yas bile tutarım.
evet. hayatinda az sayıda hayvanla ilişkisi olmuş şehir insanlarini abartili tepkiler vermeye iten başlık. köylerde yıllarca emek verdiğin hayvani kesersin, tavuk ölür kaz ölür, yani zayi olan her hayvana ağlayacaksa bu insanlar susmamalari lazim. evet hüzün olur ama yapacak cokta birsey olmuyor çoğu zaman.
Çocukken ısrarlarıma dayanamayıp annem civciv almıştı, sonra onları yaz tatilinde köye getirmiştim. Tüm dünyam onlar olmuştu. Yaz tatili geldiğinde bir akrabamıza bıraktık ve akrabamızda onları kedi yediğini öğrendim.
Ulan ne kadar ağlamıştım, resmen gözlerimde yaş kalmamıştı.
O tip benim, insan sevdiğini kaybederse ağlar, sevdiği insan ya hayvan olmasına gerek yok, hatırası olan bir kalemi kaybetmek bile ağlayabilir.
Hayvanını seven tipdir, o ağlayan tip. Herkes ağlar sevdiğini kaybettiğinde, sen sevmeyi bilmiyorsan biz ne yapalım.
Asıl tip sizsiniz amklarım.hayvan dediğiniz can taşıyan Bir varlık Allah vermiş o hayvana canı.hayvan öldüren o çocukları sizinde canınızı Allah nasıl alacak göreceksiniz...
daha yarım saat evvel 3 aylık kedi yavrumu zehirleyip oldurduler. 10 dakika boyunca can cekisti. can vermek kolay mı? degil elbet. elimden hic bir sey gelmedi sadece agladım. ha ben agladım diye -tip- olacaksam razıyım sizler aglamayın monserler.
Bundan normali yoktur. Ağlamayacağız da ne yapacağız? insanız biz, onlar da bizim can yoldaşlarımız evlatlarımız. Evlerin neşeleri onlar. Bu gözyaşları sel olmaz da ya ne olur?
Sırf daha güzel bir hayatı, hastalıktan-pislikten uzak güzel bir ömrü olsun diye sahiplendiğim bir kuşum vardı. Ben evdeyken sapasağlamdı, evden gittiğim gün ölmüş.
Tam bir ay boyunca aklıma geldikçe ağladım. Canı vardı onun, nefes alıyordu. Neden ağlamayayım? Ölümü bizi ayırdı...