- karabaş abi, insanlar hakkındaki temel kanaatini öğrenebilir miyim?
- karabaş ne lan, sensin karabaş!
- geçen bir insan sana öyle seslendi de ondan şey ettim ben.
- ismimiz mi var bizim geri zekalı, uyduruyorlar işte götlerinden.
- tamam tamam, kızma... düşündüm de insanlarla kıyaslanınca biz hayvanlar biraz embesil gibi kalıyoruz sanki.
- niye lan?
- işimiz gücümüz serserilik... sokaklarda yatıp kalkıyoruz, çöpten besleniyoruz, her yere tabanvayla gidiyoruz, telefon yok, posta idaresi yok, ahlak namus desen hak getire... daha geçen akşam yengeyle çiftleşiyordunuz sokak ortasında, yalan mı?
- biz mi dikizliyodun lan sen?
- konu o değil ki abi, başka bir şey anlatmaya çalışıyorum ben burda.
- yani sen diyorsun ki, insanlar bizden çok üstün, adeta birer tanrı.
- yalansa yalan de.
- o kadar üstünlerse niye kaçıyorlar kovalayınca?
- abi bizim vahşiliğimizden, barbarlığımızdan kaçıyor adamlar, niye kaçsınlar yoksa?
- köpek olmak da güzel lan, öyle deme... sorumluluk yok, gelecek kaygısı yok, ne güzel takılıyoruz işte sokaklarda.
- bırak abicim ya, kime anlatıyosun... en son ne zaman doğru dürüst yemek yedin?
- bi tek o kötü işte lan! nerden hatırlattın şimdi...
zalim olarak görüyorlardır. düşünsenize kuşlar muhabbet kuşları, papağanlar, kanaryalar hepsini bir kafese sıkıştırıp haydi yaşayın diyoruz. köpeklere yazın bir kap su koymuyoruz, hayvanlara tecavüz eden insanımsı varlıklara ne demeli? insanlar hepsi olmasa bile hayvanlar için zalim. sivri sinek içinse sunu diyebilirim yemek olarak görüyordur bizi.