en büyük terapi.
kedimle konuşurum ben, "o cevap vermiyo amaaa" denmesin. ben onun kulak hareketlerinden, gözlerinin büyüklüğünden, bıyık titretmelerinden, oturuşundan anlıyorum ne demek istediğini. zaten sürekli farklı sesler çıkararak cevap veriyor o da bana.
ona insan gibi davranıyormuşum, öyle konuşuyormuşum. insandan daha insan çünkü o, dostum lan. Can yoldaşım, bi nefes. içinde canı var, en azından ihanet etmez, götlük bilmez, safça sever sevilir dinler.
insan pis, insan kötü. en aşağılık varlık.
Bazen nedensizce yaptığım. Mesela kader ortağım kedim. 3 yıldır beraberiz, beraber yatıp kalkıyoruz, suratında daima bir somurtkanlık var, sürekli şikayetlerimi ediyorum kendisine, "ne diyor bu mınakoduğumun peşmergesi" dercesine kuyruğunu sallaya sallaya mamasını yemeye gidiyor. Hayvanlarla konuşun, insanlarla konuşmak bir şeyi çözemeyecek. Kedi şart, bu dünyanın katıksız antidepresanı kediler, bir kedi edinin. Kedi.
Eve muhabbet kuşu alan her dilbilimci kuş severin hayvana önce ingilizce kelimeler ardından da türkçe kelimeler öğretmeyi başararak rekor kırdığı eylemdir .