Eve muhabbet kuşu alan her dilbilimci kuş severin hayvana önce ingilizce kelimeler ardından da türkçe kelimeler öğretmeyi başararak rekor kırdığı eylemdir .
Bazen nedensizce yaptığım. Mesela kader ortağım kedim. 3 yıldır beraberiz, beraber yatıp kalkıyoruz, suratında daima bir somurtkanlık var, sürekli şikayetlerimi ediyorum kendisine, "ne diyor bu mınakoduğumun peşmergesi" dercesine kuyruğunu sallaya sallaya mamasını yemeye gidiyor. Hayvanlarla konuşun, insanlarla konuşmak bir şeyi çözemeyecek. Kedi şart, bu dünyanın katıksız antidepresanı kediler, bir kedi edinin. Kedi.
en büyük terapi.
kedimle konuşurum ben, "o cevap vermiyo amaaa" denmesin. ben onun kulak hareketlerinden, gözlerinin büyüklüğünden, bıyık titretmelerinden, oturuşundan anlıyorum ne demek istediğini. zaten sürekli farklı sesler çıkararak cevap veriyor o da bana.
ona insan gibi davranıyormuşum, öyle konuşuyormuşum. insandan daha insan çünkü o, dostum lan. Can yoldaşım, bi nefes. içinde canı var, en azından ihanet etmez, götlük bilmez, safça sever sevilir dinler.
insan pis, insan kötü. en aşağılık varlık.
insanlardan daha iyi dinledikleri için arada bir ben de yapıyorum. Alıyorum sokak kedisini kucağıma anlatıyorum da anlatıyorum, zaten pek konuşkan bir tipim. Miyavlayıp arada bir karşılık veriyor kediciklerim. Deli miyim neyim.*
çoğu duyguyu hissedebiliyorlar zekaları fazla yüksek olmasada orası kesin.
lisede bizim okul dönüşü bi pet shop vardı önündede emenikeye benzeyen bi süs köpeği vardı. geleni geçeni seyrederdi kimseye havlamazdı kahpe bi çocuk vardı sınıfta o geçerken çıldırırdı.
Ruhunu sakinleştiriyo insanın böyle anlarcasına bakışları ve göz göze gelince tepki vermeleri miyavlamaları mutlu ediyo insan unutur iyiliği kediler unutmaz.
Bi yere gidiyorum diyelim Hemen kedi geliyor git diyorum bende sana göre yiyecek yok. Gitmiyor elimdekini atıyorum yiyemiyor tabi, demedim mi sana diyorum. Çok salaklar ha konuşunca dinliyorlar. Sineğe git bak geberdürün diyorum gitmiyor gebertiyorum ama önce uyarıyorum.
Yolda gördüğüm hemen hemen her kediye “naber, mari yi tanıyo musun?”* Diye sorarım. Muhtemelen hepsi manyak olduğumu düşünüyor. Olsun yine de hepsinin popisini yerim