Hayvanat bahçesinde gezinirken insanların birbirleriyle kurdukları diyaloglardir. Ülkemizde ve dışarı ile kıyaslar isek;
Yabancı: aman tanrım ne kadar tatlııııı !
Türk: la ahmeeet bağh la aynı sen lan hahaha ...
Olabilir efendim çok samimi olduğumuzdandir.
hatun kişiye komiklik olsun diye bazı hayvanları başka hayvanlarla karıştırmaktır bilerek.
ben: oha sincaba yavrum ya.
hatun: sincap değil lan o, kuku kuşu o.
ben: oha ya yıllarca kuku kuşunu sincap sanmışım, bilime inanmıyorum artık.
hatun: it.
ben: hani nerede.
hatun.......
Anne ve yavru deve tembel tembel yatarlarken yavru, anneye dönüp sorar:
- Sana bir sey sorabilir miyim, anne?
- Elbette yavrum, sor.
- Anne bizim niye hörgücümüz var?
Anne gururla cevap verir:
- Bu hörgüçlerde biz su biriktiririz yavrum. Bu sayede çölde daha uzun zaman susuzluğa dayanabiliriz.
- Peki anne, bizim bacaklarımız niye bu kadar uzun ve ayaklarımız yuvarlak?
Deve biraz daha gururlanarak cevap verir:
- Bu sayede biz çölün kumlarında herkesten daha rahat ve hızlı hareket edebiliriz.
- Bunu da anladım. Peki, bizim kirpiklerimiz niye böyle uzun?
- Evlâdım, onlar gözlerimizi çölün kumlarından korur, gözümüze kum kaçmaz...
- Anladım, demek ki; hörgüçlerimiz çölde daha uzun dayanabilmemiz için su depolar, bacaklarımız uzun ve böylece çölde daha hızlı ve rahat hareket edebiliriz, kirpiklerimiz gözlerimizi çölün kumlarından korur... Anlayamadığım bir şey kaldı. O zaman bu sıkıcı hayvanat bahçesinde ne işimiz var?..