Facebook'ta çok güzel kedi köpek hayvan sayfaları var. Oralarda kimi zaman insanlar -hem de işi saçmasapan bir şekilde ticarete dökmeden- sokakta buldukları, veya evlerindeki hayvanların bebelerini duyuruyorlar, telefon veriyorlar, yardımlaşıyorlar.
Böylesine güzel bir zincirleme bir dayanışma varken, pet shop'lara gidilmesi, para verilmesi biraz gereksiz lüks. Ha kedinizin gözü yeşil değil de kahverengi olsun, sanki sevgilinizin gözüne bakar gibi yatakta bakışacak mısınız?
barınaklardan da hayvan alınabilir.unutulmamalı ki o yerlerin adı hayvan barınağı olsada gerçekte hayvan toplama kampıdır.çok zor şartlarda yaşıyorlar oralarda.
ancak tabi ülkemizde hayvansever insan sayısı azınlık olduğu için ve hala hayvanlara zarar vermenin komik para cezaları dışında herhangi bir cezai yaptırımı bulunmadığı için malesef türkiyede bu işlere kafa yormak insanın sinir katsayısını arttırmaktadır.
ki zaten bazı petshoplarda da durum barınaktakilerden farklı değil.
sonuçta sokaklarda barınaklarda ve petshoplarda bir dolu hayvan var ama bakacak insan pek yok.sorun burada.
petşoptaki birçok hayvanın sahip bulsunlar diye birileri tarafından oraya bırakıldığını bilmeyenlerin zırvası. ben sokaktan bi sürü kedi köpek alıp götürüp bırakmışımdır. isteyene bedava veriliyorlar. ayrıca kardeşim hem sokaktan al hem petşoptan. olmuyor mu?
bu kimse çocuk yapmasın herkes evlat edinsin demek gibi bir şey. hemen hemen imkansız.
ben de bir hayvanseverim. ama sırf elaleme iyi kalpli görünmek için olmayacak şeyleri savunup burda yazıp çizemem. yavşaklığın lüzumu yok.
nedeni genelin düşündüğü gibi "marka" olmayanı beslememek değil. ha bunu düşünen orospu çocukları yok mu? var tabii. ama onlara başka bir entryde giydireceğim. şimdi sırası değil.
özellike köpekler konusundan bahsetmek istiyorum.
köpek ırklarının belirli özellikleri vardır. bazıları çocuklarla iyi geçinir, bazıları havlamaz, bazıları kucak köpeğidir ve yürüyüşe fazla ihtiyaç duymaz, bazıları koruma köpeğidir gibi...
"ay ne de şirinmiş alalım biz bunu bakamazsak atarız sokağa" diyen ibne evlatlarından değilseniz ve bir köpekle bir ömür yaşamaya karar verdiyseniz, yaşam standartlarınıza uyum sağlayabilecek ve beklentilerinizi karşılayabilecek bir ırk almanız köpek için de sizin için de daha hayırlıdır. örneğin fabrikanızı korusun diye yorkshire tea cup besleyemezsiniz. ya da 70 m2 apartman dairenizde kediciklerinizle tavşanınızla vs arkadaşlık edecek, fazla dışarı da çıkarmayacağınız bir köpeğe ihtiyacınız varken pitbull bakamazsınız.
köpeklerin duyguları vardır. "hanım suyu ısıt olursa olur olmazsa çay demleriz" mantığında alınmaz. karar verdiysen ölene kadar bakımını üstleneceksin. olmazsa atarız ya da birine veririz diyemezsin!
bu mantıktan yola çıkarsak, üstelik çoğunluk apartmanda yaşıyorken ırkı ve dolayısı ile özellikleri belli olmayan sokak köpeğine bakmak oldukça zordur.
apartmanda yaşıyorsanız, komşuların zilinizi aşındırmaması ve apartman toplantılarında ağızları köpürerek sizden şikayet etmemeleri için havlamayan bir köpek tercih etmelisiniz. eğer çalışıyorsanız ve köpeğinize egzersiz yaptıracak vaktiniz olmuyorsa küçük ve egzersize ihtiyaç duymayan bir ırk sahiplenmelisiniz. bu da demek oluyor ki daha ilk iki şıktan sokak köpekleri elendi.
güzellik yarışmalarındaki salak karıların "tüm dünyaya barış gelsin herkes birbirine bayılsın düşmanlarının götünü öpsün" türündeki saçmalıklarıyla eşdeğer başlıklar açıp sinirimi bozmayın. gerçekleşebilecek önerilerle gelin.