kötülenmeye çalışılsa da bana göre en kutsal ibadetlerdendir. hele de evine senede bir et giren çocukları düşündükçe. tabi eğer doğru yapılıyorsa. hocam o kurbanı ızgara yapasın diye kesmiyorsun.huu.
katliam kısmı hayvana zulmedince oluyo biraz, onun dışında ne güzel bişi hatırlamak muhtaç insanları da. kurban bayramına hayvan katliamı gözüyle bakan zihniyetin vejeteryan olmayanı da var, işte o kısmı hiç anlamıyorum.
her allahın günü ceset yiyen insanın yaptığı şeydir. tasvip ediyor muyuz? ı ıh. o insan bayram filan demeseydi, tüm hayvanlar zaten kesilmeyip sonsuza kadar mutlu mesut yaşayabileceklerdi. hatta uslu bi hayvan olurlarsa belki şirinleri bile görebileceklerdi. yazık, günah tabi.
islam dinine saygı duymayan kişidir. ayıptır. toplum içinde yaşıyorsak, birbirimize saygı duymak zorundayızdır.
ayrıca bunu söyleyen neden bazı hayvanların kurban bayramında, kurban edildiğini bilmeyen kişidir. cahildir.
islamiyeti bilmeyen saygısızların,cehalet abidelerinin bayram için getirdikleri uydurma cümle!! ayrıca hiç bir hayvan türevini yememesi gereken insanların cümlesi.katliammış.tabiatta yaratılan her varlığın bir yaratılma sebebi vardır.hepsi bir şekilde birbirinden yararlanılması amacıyla yaratılmıştır.gökten melek koyun getirmeyecekti ki kesilecektiniz.bakalım o zaman ne diyeceklerdi?
not: eve giren sivrisinekleri öldürmeyin.onlarında canı var.bu bir katliam.
bir ibadeti aşşağılamanın en yayğın yollarından biri... dini bir emir ve katliam sözcüklerini aynı cümlede kullanacak ve eş değer tutacak kadar aptal olan entel dantel insan grubunun yorumu.
dine saldırmanın bir başka yoludur bu söylem. o zaman aslanlarda katliam yapmaktadır onca hayvanı vahşice öldürerek yemektedir nede olsa. hayvan sever olduğunu söyleyen bünyelere birde bu konuda ne düşündüklerini sormak gerekir.
hayvanları kurban etmek değil, o günlerin islâmiyet için öneminden doğan bir adlandırmadır bayram.
bu kadar sığ görüşlü, daha doğrusu kör olunması insanları şaşırtmaktadır.
'genelde' sofrasından salam sosisin eksik olmayan ayrıca her hafta tavuk yiyebilen bir insanın sarf ettiği sözdür. sanki senin yediklerin topraktan çıkıyor.
katliam; kin veya nefret sonucu soyuna kibrit suyu dökmek, yok etme amaçlı vandallıktır.
şimdi kurban bayramı ile katliam arasında nasıl mantık kurulacaktır.
emperyalizmin yaptığı, bir lokma ekmek bulamayarak açlıktan ölen insan katliamını görmeyenlerin sırf inanca saldırı maksadıyla midelerinden kustukları başlık. bu ülkede yılda kaç kilo et tüketiliyor biliyon mu sen hacı? peki bu miktarın kaçta kaçını zengin zümrenin tükettiğini ve fakir sofrasına kaç miligram düştüğünü biliyormusun? bilmiyorsun. kıymanın kilosu 30 lira olmuş efendi. hangi hayvan katliamından bahsediyorsun sen. et mi yiyebiliyor sanki yurdum insanı.
bu nasıl bir düz mantıktır arkadaş kendisi hiç mi kırmızı et yemiyo restaurantlarda kasıla kasıla bonfile biftek vs yerken kahvaltıda salam sosis sucuk yerken neden düşünülmüyo o hayvanlar.kurban bayramı hayvan katliamı değildir yardımlaşmadır zira sadece bayramda sofrasına et giren insanlar vardır.bir hayvanın o kadar temiz bir şekilde kesilip ihtiyacı olanlara dağıtılmasında ne kadar zorlarsanız zorlayın kötü bişe bulamazsınız.tam tersi salam sosis yapımında hayvanların nasıl kesildiği ortada onları ağzınıza almayın tepki gösterin madem bu kadar hassassınız bu konuda*
Hayvan haklarını koruyup gece bardan sonra kokoreçe gömülen,döneri ayransız tüketmeyen,lahmacunu acılı sevenlere sinir oluyorum.
Kurbanın ilk manası onları kesip yemek değildir,Allaha sunulan bir adaktır,bu adaklara burak denir,sıraatten bu buraklar üzerinde gecileceğine dair bilgiler vardır,aç olan komşunun yüzünü bile bilemeyen moderenler kurban kesip aç doyurmaktan anlamazlar,Suşiyle hayat gecirip elma yiyerek form koruyanlardan da bu hahhasiyet beklenemez diye düşünmekteyim.
ibrahim'in teslimiyet hikayesini bilmeyenler için doğru bir ifadedir. *
"Bu ibrahim'in dinidir; kana susamış tanrıların, mazoşistlerin ve işkencecilerin değil. insanın mükemmelliğe ulaşmasının, bencillikten ve hayvani arzularından kurtulmasının hikayesidir yaşanan. insanın daha ulvi bir makama ve aşka, ve bilinçli bir insan olarak sorumluluklarını yerine getirmesine engel olacak her şeyden azade olduğu bir iradeye yükselişidir...
...Hikaye, bir koçun kurban edilişiyle sona eriyor. Bu, Yüce Allah'ın tarihin en büyük insan trajedisi sonuna ilişkin dileğidir - birkaç aç insanı doyurmak için bir koç kurban etmek.
Sen de ibrahim gibi kendi ismail'ini getirmelisin Mina'ya. Senin ismail'in kim? Ancak sen bilebilirsin, başkası değil. Belki eşin, işin, yeteneğin, gücün, cinsiyetin, statün vs. Ne olduğunu bilmiyorum, ama ibrahim'in ismail'i sevdiği kadar sevdiğin birşey olmalı.
Senin özgürlüğünden çalan, görevlerini yerine getirmeni engelleyen, seni eğlendiren, hakikatı duymaktan ve bilmekten alıkoyan, sorumluluk kabul etmektense meşrulaştırıcı sebepler ürettiren ve seni sadece gelecekte senden gelecek yardım için destekleyen ne varsa; işte bunlar onun işaretlerindendir. Onu arayıp bulmalısın. Eğer Allah'a yaklaşmak istiyorsan, ismail'i Mina'da kurban etmen gerek.
ismail'in yerine geçecek koçu (fidye) sen tespit etme, bırak Allah sana yardım etsin ve bir hediye olarak göndersin. O, koçu ancak bu şekilde kurban olarak kabul eder. Koç ancak ismail'in bedeli olduğunda kurbandır; yalnızca kurban olsun diye koç boğazlamak ise kasaplıktır." (ali şeriati)
"Michael P. Mckeating'e göre bu kurban hikâyesinin arkasında Tanrı'nın ibrahim'i, onun etrafındaki kendi tanrılarına insan kurban eden paganların o tanrılarını sevmesi gibi, kendisini sevip sevmediğini denemek istemesi yatar. Tanrı, ibrahim'in sevgisini denemek istemiştir. 2009'un şu gününde, omnipotens Tanrı'nın nasıl olup da ibrahim'in, kendisine karşı duygularını bilmediğini sorgulamayın, bunu bu şekilde alın ya da almayın. Dinî öğretinin anlaşılabilmesi için eşelenmesi gerekir, olumsuzlanması için değil.
din bizzat kabul etme ritüelidir aslında. Dini kabul ettiğiniz için kabul etmeniz önemlidir; "uzun süre düşündüm ve bu dinde karar kıldım" demenizin hiçbir anlamı yoktur; bunun gibi, burada tutarsızlık görüp görmemenizin hiçbir anlamı yok. Kabulün olduğu yerde kabul öndedir, tutarsızlık ya da tutarlılık değil." (C. Cengiz Çevik)
ibrahim çok ihtiyar olmasına rağmen umudunu kaybetmeden Allah'a dua edip kendisine bir evlat nasip edilmesini dilemişti. Bunun karşılığında evladını Allah yolunda kurban edeceğine söz vermişti. Ve o evlat -ismail- kendisine nasip oldu. Gün geldi, verdiği söz hatırlatıldı *
ibrahim bunu nasıl yapacaktı? Biricik oğluna, canına, cananına nasıl kıyacaktı ki?!
ibrahim'in yaptığı hareket bir kasaplık, bir boğazlama veya bir vahşet örneği değildir.
Onun yaptığı bir teslimiyet hikayesidir.
ibrahim bütün benliğiyle teslim oldu ve aynı şekilde ismail de teslim oldu.
Allah insanlar arasındaki kendi sosyalizmini kurmak için kurban'ı, ibrahim'e ve ondan gelecek nesillere, ona uyacak ümmete hediye etti.
ve bütün bu teslimiyetin sonunda elbetteki bayram vardır!