hayvanların güdüleri, insanların hırsları vardır.
hayvan hayatta kalmaya, insan egemen olmaya çalışır.
hayvan çevre şartlarına uyar, insan çevre şartlarını kendine uydurur.
hayvan doğanın bir parçasıdır ve aykırı olamaz, insan doğa ile uyum sağlayamaz.
hayvan sadece ve sadece yaşamak için öldürür. insan çoğu kez amaçsızca ve bilinçsizce öldürür.
hayvanlar sürüler halinde yaşasa da asla başka bir sürü ile toprak ya da otorite adına savaşma gereği duymaz. insanlık tarihi bu tür savaşların dışında hiçtir.
hayvan yüce yaratıcının kendisine tevdii ettiği görevi harfiyen yerine getirir, bunun dışına çıkmaz/çıkamaz; insan ise yüce yaratıcının kendisine tevdii ettiği görevi sürekli aksatır.
hayvanda akıl vardır ancak fikir yoktur; insanda ikisi de vardır. Ancak bazı insanlarda bu ikisi de olmadığından, bunları ne insan ne de hayvan kategorisine sokabiliriz.
hayvanda nefs yoktur, insanda vardır. bu sebeple insan hep nefsinin hevalarını yerine getirmek ister ve sonuç hüsran olur.
hayvanda yüce yaratıcının kendisine verdiği görevi harfiyen yerine getirdiğinden dünya düzeninin dengede kalmasını sağlarken, insan kendisine verilen görevi aksattığı için dünya düzenini sürekli bozar ve doğayı sürekli tahrip eder.
hayvan hayvanlığını bilirken, nedense insan insanlığı bilmez ve çoğu zaman unutur.
hayvanlar ekolojik dengenin sağlanmasına katkıda bulunur. insan dengeyi altüst etmek için çabalar. Hayvan doyacağı kadar yer, insan çatlayıncaya kadar. Hayvan üreme iç güdüsüyle çifleşir, insan yoldan çıkınca hayvandan beter olur. Hayvan yiyeceği kadar öldürür, insan zevki için...
hakimin biri madam la sabiere'e:
"biz ne deli insanlarız" demiş. "kadın erkek durmadan aşkı düşünürüz. halbuki hayvanlar senede bir mevsimden fazla ilgilenmezler bu işle."
hayvanlar aleminde anarşizm demokrasiden daha demokratiktir. insanlar için oluşturulan alemlere aktığımızda fark ederiz ki düzen, en büyük düzensizlikten bile daha valdaldır.*