kendisini insan türünden ziyade haklarını savundukları türe yakın hissedenlerin doğal davranışları. içgüdüsel hareket bu türün genel bir özelliğidir zaten.
iki yüzlü andavaldır. insana tecavüz edilsin özürlü falan farketmez edilsin nasılsa vücudu bozulmuyor diyecek kadar alçaktr bu iki yüzlüler. sorgusuz sualsiz asacaksın böylesini.
hayvanlar da zor koşullarda yaşamktadır; elbette onlara da yardım eli uzatıp hakları savunulmalıdır. ancak insan olan önce kendinden olanı, "insan olanı" düştüğü çamurdan çıkarmalı, ona yardım etmelidir. ne yazık ki ülkemizde hayvanlardan daha kötü yaşayan insanlar olmasına rağmen bir hayvan kadar değer görmemekte; soğuktan, açlıktan ya da kimsesizlikten ölerek 3. sayfa haberlerini süslemektedirler.
"hayvan haklarını savunan ama insana aldırmayanlar" insan müsveddeleridir; zira insan olan her canlıya kıymet verir; heleki öncelikle canlıların en yücesi olan "insan"a . ne demiş sevgili hz. mevlana: "yaradılanı hoş gör yaradan'dan ötürü". tüm yaradılanlar şefkati hak eder; başta da dünyanın tüm pisliği ve günahı omuzlarına yüklenen çaresiz insanoğlu.
yılmaz hayvan hakları savunucularının çoğu gibi olandır. f tipi sürecinde, otoyolda ölen hayvandan daha az üzülmüşlerdir belli ki, ses çıkarmadılar. faili meçhul cinayetlerde, cumartesi anneleri evlatlarını ararken, hiç olmazsa bir mezar taşı ararken hiç empati kur(a)madılar.
insanlar çöplerden yiyecek toplarken, kadınlar çaresizlikten bedenlerini satarken, töre denen heyula bu kadar üstümüze çökmüşken, söyleyecek sözü olmamak...
hayvanları severim ve demek istediğim; ölsünler bana ya da kime ne değildir. ama biraz daha dürüst olmalıdır insanlar. eğer ölüme, eziyete, haksızlığa karşıysanız karşısınızdır. değilseniz değilsinizdir.
ya içindesindir çemberin ya da dışında yer alacaksın