ayni zamanda contra, advanture island, elevator action ve mario oynamis nesildir.. ulan her pazar gunu babam acardi oynardik. ne guzel gunlerdi be. duygulandim serefsizim. o zamanlar yanilmiyorsam 55-60 ekran (belki de daha fazla) profilo markali tuplu televizyonumuz vardi. cd cizikti bazi yerlerinde kasarak oynardik.. ey gidi gunler...
ve adaptor isindigi icin mola vermek zorunda kalirdik. mario'da, elevator action ve contra da rekor kirmis nesildir.
sabahlara kadar annem ve kardeşimle babamdan gizli gizli atari oynardık, marioyla o kadar bütünleşmiştim ki rüyamda bile prensesi kurtarmaya çalışıyordum.sonra annem bir gün "bununla bir daha kimse oynamayacak, beni de kendinize benzettiniz" deyip atariyi kırmasıyla bir devir kapandı.
10-15 kez mario'daki prensesi kurtarmış, contra'nın anasını ağlatmış, abisiyle defalarca atari için kavga etmiş, birlikte oynadıklarında da hep luigi olmaya mahkum olmuş, annesi bir şey istediğinde "çabuk kapat onu yeter" demesinler diye oyunları durdura durdura pause tuşunu bozmuş, tank oynarken o zamazingonun etrafını hep kurşundan etkilenmeyen duvarla örmüş garip ama bir o kadar da sevimli kuşaktır.
hafta sonları sabahın köründe kalkmış, annesi babası uyanmasın diye kısık seste mario, tank oynamış nesildir. oynadığı tank oyununu rüyalarında gören nesildir.
bu nesil aynı zamanda 9999 oyun yalanına da inanmıştır, saftır, son iyi nesildir bu nesil.
başından kalkmadığı için adaptörü yakan , sonra para biriktirip satın aldıktan sonra tekrar yakan kuşaktır. bir milyon lirayla elindeki kaseti kırtasiyeciye verip yerine yeni oyun da alıyordu bu kuşak.
Çalışmayan kasetleri üfleyip yalayan ve bu şekilde çalıştırıp saatlerce başından kalmayan bir neslin üyesi olarak şunu söyleyebilirim ki; klavyelileri uzay mekiği hissi yaratırdı bende.
bomberman oynarken kasılıp gerilmenin ne olduğunu bilen bunun stresini tatmış insandır. bir de goal 3 vardır ki herkese nasip olmamıştır bulunmaz hint kumaşıydı o zamanlar bu oyun *. road fighter'ın hilesini çözenin davincinin şifresini çözmüş olma mertebesine eriştiği dönemdi. pegasus'un en ucuz atari markası olduğu dönemdi. game star'ın orijinallerinin zengin atarisi olduğu günlerdi. sonra klavyeli atari diye zırıltı çıktı cep telefonunu kullanmayı beceremeyen eski nesillerin durumuna düştük. unuttuk o günleri.
sonra klavyeli atarinin yerini xp işletim sistemli bilgisayarlar aldı ve günümüzün sanal ergenleri piyasaya çıkmış oldu.
asla 7-8 kişinin bir atari başında kendisine sıranın çabuk gelmesi için o an oynamakta olan kişiye ettiği bedduaların ne demek olduğunu öğrenemeyecek nesildir onlar.
vaayyy beeee... çok iyi hatırlıyorum 96 yılında 5 milyon biriktirmiştim 2 ay sürmüştü, babama vermiştim o da bana bir pegasus atari almıştı... o zamanlar atari filan herkeste olmazdı mahallede iyi prim yapmıştım. o atarinin eve geldiği anı unutamam ağlamıştım mutluluktan amk be. gözlerim doldu yine hatırlayınca... gerçi sonraları aynı sıkıntıları bilgisayar alana kadar yine çektim ama çocukken çekilen sıkıntının tadı başkaydı.
Kaset değiştirme olayının tadına varmış nesildir . Okul harcligini harcamayip, kasete adaptöre joysticke yatıran nesildir. Gol 3 den, tsubasa dan aldığı keyifi ne pes 2013 den alır ne fifa 2013 den. Kaset, kabın içine kactiginda o kabı kırıp kaseti büyük incelikle atariye yerlestiren nesildir. O an sanki atomu parcalamistir. O derece sevinir, gururlanir.