japon milletine duyduğum hayranlık ve saygı karşısında rahatsız olan yazar kardeşlerime yapma gereği hissettiğim açıklama üzerine açılmış bir başlıktır.
umarım okurlarda yargısız infazları, önyargıları ve karanlık fikriyatları konusunda bir nebze olsun fikir sahibi olurlar.
onlar okusun diye kısa kesecek, sözü bam telinin kıyısında öksüz bırakacak değilim.
evet efendim, gelelim asıl mevzuya.
gerek deprem ve gereksede deprem sonrasındaki insani tavır ve davranışları, toplum olarak sergiledikleri birliktelik, şuur ve adeta senfonik uyum zaten neredeyse tüm dünya gibi benide sınırsız saygıya teşvik eden japon toplumu tavır ve davranışları idi.
ama aslında japon milletinin şuur seviyesini ölçerken, ben ingiliz ya da alman gibi bakmamış, bakamamıştım çünkü ben bir türktüm, hem de türklüğünden sınırsız gurur duyan ve haz alan bir türk.
ben japon insanının tuttuğu aynadan kendi milletime baktım. geçmişime baktım. ne yazık ki türk olduğunu iddia eden bir milletin unutulmuş değerlerine baktım. o değerleri bizler adına yaşatan bir millete baktım.
japon milletine özenmek şöyle dursun, benim niyetim kendi milletimin yaralarını hatırlatmak, sarmak hatta mümkünse yasını tutmamaktı.
ben, van da yağmalanan kızılay tırlarına, milletim adına utançla, milletim adına gözü yaş içinde bakacak kadar sağlam bir türküm, kimse merak etmesin.
ancak, bir konu var ki es geçilmemesi gerekir.
japonya henüz depremin yaralarını sarmış değil. ekonomisi altüst olmuş durumda. evleri yıkılan, her şeylerini yitiren ve yeni baştan hayat kuran insanlardan bahsediyoruz. bu insanlar geçmişte milletimize ait olan ve bugün milletimizle dillendirilen o kadar güzel meziyetlere sahiplerki anlatamam.
konsolosluklarımızın posta kutularına isimsiz zarflar içinde para ve geçmiş olsun dilekleri bırakıyorlar ve kimse görmesin diye gayret edip uzaklaşıyorlar.
oysaki türküm diyen şovmenlerin ülkesinde sağ elinin verdiğini 80 milyona reklam eden cibilliyetsizler cirit atıyor.
ben milletim adına üzülmüyorum. milletimin bir zamanlar en iyi şekilde temsil ettiği insanlık adına üzülüyorum.
ben japon milletine, insanlığım adına ve o insanlık kavramını içini doldura doldura yüzyıllarca, tüm dünyaya ezber ettiren atalarım adına hayranlık duyuyorum.
benim hayran olduğum insanlığım.
benim hayran olduğum geçmişim yani türk aidiyetliklerim ve onları yaşatma kararlılığı ve basireti gösteren bir başka milletin fertleri.
içi boş söylemlerin ardından şovenistlik yapan kara zihniyetleri türk adletmektense, binlerce kilometre ötemdeki şintoist ama insan kardeşime sarılmayı, onu kendimden adletmeyi tercih ederim.