hayko cepkin'i ilk kez görmek büyük heyecandı benim için. nasıl olduğu önemli değil sonucu önemliydi. karsımda duruyordu ve merhaba kansob diyordu bana. elini uzatmıstı bense şoktaydım. içimden bayılazaaam şimdi diyordum. hayko karsımdaydı. ve oturup muhabbet ettik. konserler, filmler, içkiler, gruplar. hayatımın en güzel 2 saatiydi. ardından beni aşağıdaki yani balans daki konsere davet etti. konserde sahneye çıkan benim konustuğum adam değildi evet. ama o insanla o denli muhabbet edebilmek bile beni mest etmişti, konser s.kimde değildi..
kişinin bu zamana kadar "kimleri?" , "ne kadar?" gördüğüyle orantılı olarak verilecek tepkiler, yapılacak yorumlar değişiklik gösterir. şöyle ki, az biraz dünya üzerindeki müzisyenleri, oyuncuları simayen de olsa tanıyan birisinin hayko cepkin 'i gördüğünde "o ne lan, öcü!" deyip, olay yerini terketmesi mümkün değildir.
ayrıca bunu yapan kişiye "madem dinledin, hiç mi merak etmedin?", "madem merak edip bakmadın, ne skime konserine kadar geldin, saatlerce ayakta bekledin?" diye de sormak boyun borcu, insan harcıdır.
not: yüzünde görülen eklenti sadece makyajdır. konser sonrası "sen gibi" kendinden sonra çıkan grubu izlemeye geldiğinde, ne kadar da sempatik ve alçak gönüllü olduğunu anlarsın. -gittikçe şımarıyormuş gibi amma o günün şartlarına göre yorum yapıyorum-
özgürce postmodern sanat yapan birini ilk kez görmek bu akşam hacettepe üniversitesi'nde nasip olacak bana. brütal vokali böğürtü, anlamsız ses diye nitelendiren, makyajı boya, aykırılığı kalabalığın arasında kaybolmak, her uzun saçlıyı rapunzel sanmak ve üstüne üslük bir de bunu düşük seviye, fanları da aynı seviyeye düşmek olarak nitelendiren insanlardan uzak bir konser olmasını diliyorum.
hayko cepkini gerçek hayatta ilk kez görmektir.
üniversitenin ilk yılında arabasında çektirdiğimiz fotoğrafı babama gösterirken, babamın verdiği tepki aynen şöyleydi:
-iyice bak. bak da gece uyurken yüzün gözün dışarı atsın korkudan.