omuzla sınırlarını kırrr kapı gibi
bildiğini gizler basın hemde sırrr küpü gibi
gözün aydın elde medya uyu sahnelendi oyun
ana rahmi siyaset doğurdu nurrr dopu gibi..
bu sevda dikişsiz yekpare, kızgın bir cephane, kan öksürten bir duman, sonsuz bir esaret, ne şans ne tesadüf bu kusursuz bir kavga!
içime sığınmış bir yangın, orada yaşar yatıp kalkıp, koşarken batıp kaldım birden, usandım kirden, lütufken yük oldum tamam, şimdi kurtuldum dipten, yırtıldı midem, yuttukça tüm sahte sözleri, inkarcı sahte pozları, baktıkça yandı gözlerim!
yeah.
Hiç gülme unutmadım dünü,
Bütün umutların çürür,
Bir gün gelir felek sanada sert bir omuz vurup yürür,
kime isabet ettmişse öldürür hayat denen zulüm,
ister istemez biter sevinci, insan denen türün..
kim bilecek gerçek ne!
kimler için dert çektik?
kaç kurtar kendini biz çoktan tüm düşleri terk ettik, ta burdan kalplere dokunan bir yol var çizdiğimiz saklı, herkes bildiğini sattı, onlar biz değiliz tatlım!...
--spoiler--
Artık bir şampiyonuz gurur duy!
Bu nam, bu yurda yakıştı ha?
Yılda bin çocuk can aldık, hepsi işçi-emekçi
Hayat pahalı, insan ucuz! Kaza dedik alıştık ha?
Dünya ile yarıştayız, avrupa da birinci!
Haklı sevincimiz, ana kucağına taş bıraktık,
her üç çocuktan ikisini öldürüp aç bıraktık.
Saydım; Elli milyon insan pençesinde sefaleti,
uygarlık oldu ismi,cinayetin.
Devam mı şair?
Sahi kaç çocuğumuz evsiz?
Kaçı ıslah evlerinde cinsel istismara sessiz?
Kaçı adalet zoruyla 26 kere razı kaldı?
Taciz ve tecavüzde tüm dünyadan alkış aldık!
Ne eğitim, ne sağlık hizmeti bak!
Bizi şu Avrupa'yla yarıştıran rüşvet illeti!
Ben de dinledim yıllardır aynı dırdırı,
sorunca yolsuz bulduk yolda,
yüz kişiden kırkını
Para, baskı, dava, töre hepsi aynı kabus.
Öldü ana,bacı,çocuk,bebek, temizlendi namus!
Algı, gözlem, çözüm..
Peki, bunlarda ne ki?
Konu kadına şiddet ise: O zaman Dünya'da tekiz.
Adalet bir kuştu ve mahkum olup uçtu.
Hırsa teslim olup düştük
Üstümüzden geçti kuşku
Okur-Yazar, çizer birer potansiyel suçlu
Söyle! Aydınlık bir düş mü?
Bir de insan hakkı hiç mi kalpleriniz taş mı nedir?
Kestiğiniz baş mı?
Çektiğimiz der mi nedir?
Verdiğiniz ders mi?
Bir ülke on bin terör zanlısıyla yaşar mı?
insan;Kadın, çocuk demez kin savurup saçar mı?
Neden? Bir anne bağırıyordu Neden?
Öfkezi kan kırmızı, her bedduaya bedel,
vurulmuş başından kavgası, Nasıl yanmasın?
Karayağız bir at öldü, aldı kaldı; Ethem! Sorma!
Bir sokakta yol kestiler zorla,
halkı için koşan bir çocuğu darp ettiler sonra.
Sorma!
Belki bir hayali vardı, rengi;masmavi,
tekrar ölür müsün desen KORKMAZ Ali iSmail.
Bir cana göz dikip ecel kılığa girdiler vakit;
Kör gece, bir kara yolda üstüne sürdüler.
Yere düştüğünde yumruğu sıkık
ve çatıktı kaşı 20 idi yaşı, Mehmet AYVALITAŞ'ın!
Haziran üçtü, düşlediği barıştı.
istediği hürriyet, bu da; işlediği bir suçtu
Senin bilmediğin;Bu can benim demez verirdi
Abdullah mertti, çünkü Abdullah CÖMERT'ti.
Eskimeyen eski topraktır. Her seferinde daha farklı bir tarz daha farklı bir vokal ile çıkar karşımıza, lirikalitesi çok çok özgün ve sağlamdır. En son B1R isimli bir çalışma yayınlamıştır.
--spoiler--
beyaz bir altın pamuk adanamdan hediye
tüm dünya aşıktır bilirsin vandaki kediye
gökteki ay tıpkı bizim kütahyada porselen
güneş doğarken istanbuldan bir başka yükselir
artvinde bal kadar tatlı afyonda kaymak
ne müthiş antalyada deniz keyfi uludağda kaymak
ya da erzurumda palandöken kilisde yorgan diker halkım
zonguldakta kömür yüz karartır
pek sevilir burda kastamonu kır pidesi
ve ya bir simit kap otur seyret üsküdarda kız kulesi
mersinde kız kalesi rizeden çaylar
geçtiysem illa içmişimdir susurluktan ayran
ve bayrak dalgalanır gülümser çanakkale
mardinde taş evler her derde devadır pamukkalem
sivasta kangal korur köyü edirnede pehlivan
yolun düşerse bir gün tadıp erzincandan peynir al
denizliden öten horoz sekiz ilden duyulur
bu bizim soframız buyurun hepimizi doyurur
huyumuz suyumuz bir kazılan kuyumuz girme
kıbrısda bizimle elbet lefkoşa ve girne
hep aynı yerde düştük yere
hep aynı yerde ezildik
ne azeri ne türkmen ayrı
ne lazı ne kürdü
sen parçala ve kirlet ülkem kültürlere birlik
amaç hep bir ağızdan burası yurdum diyebilmek
aşık seyranı mimar sinan erciyes kayseri
gaziantep türküleri bahçalarda mor meni
gel paristen şanlıurfam topraktan evler
ocakta mırra pişerken ozanlar mani söyler
sırtımda nemrut bir kolum cendere adım yaman
kekik kokar balıkesir ığdırdan söker şafak
akkuş aybastı çatalpınar fatsa ordu
tüm sokaklarım tozlu ben diyarbakırda doğdum
eğer karadenizden geçerseniz trabzonda durun
dinle iskoçyanın gaydasını kıskandırır tulum
konyadan seslenir mevlana celalledin rumi
bugün kimse yüz dönmüyor bize nasreddin gibi
elazığda gakkoşum aydında efe
bende dokuz dağın gücü mermi döğsümden teper
bir tek pir sultan abdal konuşturur bağlamayı
bana bir metris bir malatya hatırlatır ahmet kayayı
bayburt bolu ankara amasya ses ver
samsunda tüün sarıp karamanda koyun gütsem
tekirdağda rakı içsem gümüşhanede kuş burnu
hiç görmesemde muşu anlattılar hoş buldum
ardahan hakkari siirt el kaldırın gardaş
en iyi dostum hataylı en kahraman maraş
ne için kavga ne için savaş bu senin yurdun
sakarya osmaniye dersim ve burdur
tokatın boynuna gerdanlık yeşilırmak
hala karsın bağrında doksanbin şehit
cudi silopi şırnak serhat seyit
tam 923 ilçe 81 şehir izmirde iç kordonda sız
ayrı keyif tabii yiğit ağrının başında erir mi kar
sıkı giyin tam on yıl üstüme geldiler gıpta edip
adım kırklareli hiç sıkmadım düşman eli
bitliste beş minare kocaelim gönlüm gibi
kimi bindallı giyer niğde de yazma örer kimi
kazma kürek toprak döver çiftçi izler paraya boğulan
keşke şimdi görüp yazsa karacaoğlan
bu da azsa muğla sinop yozgat uşak
dur silah yerine sanat
saz ve sözle kuşan vur
yeni nesil yeni kuşak yeni alet yeni suça
gel dedikçe geri koşar kul
zoru boşar bütün bu güzellikler senin
bir gün birlikteysek eğer o gün el üstünde eliz
nevşehirde bir arif tanıdım tek maaşı ilim
edep haya adı hacı bektaş-i veli
düzce karabük bartın yalova batman
öyle ıspartanın gülündeki dikenler her ele batmaz
yeşil ve mavi kucaklaşır giresunda tüm gün
doğanın en masalsı yüzü kapadokya ürgüp
henüz askerdim bir sabah soludum sipil i
tüfek çatıp süngü taktım yere koyarken canımı
düşüp koşarken tanıdım seni toprağında kanım
sen ki ben giderken arkamdan bakıp ağlayan kadın
bingöl ya da çapakçur da bir kahvede sabahçıyım
aksaray mamasunda olta tutan balıkçı
çorumda dolmacıyım kırşehirde bakırcı
ne faşistim ne gerici ne bölücü ne ayrımcı
bilecik çankırı eskişehir kırıkkale
koyun koyuna yattık hem de yetmiş milyon kere
çözüm mü kin ve hır bakın bizim bu kar ve kır
yarınlar hür ve bir darılma küsme gül sarıl
gitme dur kal akmasın kan
kalkmasın el ölmesin er
anam görmesin dert bırakma bölmesinler
ben neysem öylesin sen çünkü
bir yemin ve tövbemiz her nerede olursan ol
bir gönül ve gövdemiz
seneler önce kız arkadaşım rap müzikten hazzetmediğimi bildiği halde tavsiye etmişti. o zaman gönlü kırılmasın diye beğendiğimi söylemiştim ama o gün bugündür bir kez olsun açıp dinlemedim bu elemanı.
"şimdi bundan bize ne amünyum?" dediğinizi duyar gibiyim. bunca seneden sonra adının anıldığını görünce dayanamadım itiraf etmek istedim.
ayrıca şu b1r parçasını da az önce dinledim. bahsedilecek önemli bir yönü olmayan illerin de gönlü kalmasın diye dizelerin arasına sıkıştırılmış gibi bir hava yarattı bende.
Gerçekten başarılı protest müzik yapan, dinlediğim sayılı türk rap müzik sanatçılarından biri.-diğeri ados-
Türkiye'yi çok iyi şekilde tanıtan "b1r" isimli şarkısında, türkiye'nin o kadar değeri varken anlatabileceklerden birini "ahmet kaya" seçmesi ve tunceli'ye "dersim" demesi dışında muhteşem bir şarkı ortaya koymuştur.
Eskiden baya eskiden dinlediğimiz biriydi. Özellikle yas diye bi kaşara nolur evet de diye yalvarmasıyla bilinirdi.
Şimdi instagramına baktım da baya değişmiş. Hey gidi günler işte ama gene kliplerinde yüzü yok. Tam bir tutarlılık. Hayki buları okuyosan 12 yaşında arkadaşımla nolur evet de' yi ezberleyip web camdan video çekerdik şimdi nerdeyse üniversite bitiyo yeni albüm yapıyosun.