bugün

şemsiyesi büzüşesiceler kalıbının gerçekleştiği mekandır, telaffuzu zordur.
ii. Abdülhamid tarafından yaptırılan ve hicaz demir yolu projesinin başlangıç noktası olan ve 2 alman mimar otto ritter ve helmuth cuno'ya yaptırılan gar binasıdır.
görsel
Yikilacaginin sinyalleri gelen yapı.
yakında bir yandaşa otel olarak peşkeş çekilir.
Çok iyi hatırlarım bulunduğum yerin tren istasyonunda dönemin ulaştırma bakanının gazete kupüründeki sözünü:

'Haydarpaşa tren istasyonu olarak kalacak. Aksi mümkün değil.'

Bu gün ise aynı kişi başbakan ve 'haydarpaşa her işe kullanılır' diyor.

Bir kere şu milleti şaşırtın da sözünüzde durun.
hayatımda bir kez görmüşlüğüm var. kızkardeşim, eniştem, annem ve babamla birlikte indik trenden. vapura bindik. kızkardeşim gebzede oturuyor. "ben bu binanın tavanına bayılıyorum" dedi. 15 gün sonra binanın çatısı yandı. korkuyorum sözlük.
gardır, gar kalacak.
Kadıköy'de oturan birisi olarak benim için hayatımda yeri önemli Kadıköy'ün bir bütünüdür.
Osmanlı torunu olduğunu iddia edip fes, 2. Abdülhamit ve hilâfet nutukları atanların korumadığı şaheser.
abi size yemin ediyorum bilerek çıkartıyolar bu yangınları onospu çocukları.
ya bir tarihi eserimize de insan gibi sahip çıkın, hiçbir bok kalmadı ülkede amk böyle bir şey olamaz.
çıldırıyorum türkiye nin şu tarz vurdum duymazlığına.
vallahi tükendim artık ne söylesem az geliyor. her konuda ülke olarak günden güne geri gidiyoruz çok yazık bee bize.

(bkz: türkiye den siktir olup gitmek)
görsel
bilet kestiğim güzide yer.
çok uzun zamanlar önce kız kulesini seyrederdik sahilde akşam vakti. soğuktu ellerimiz üşürdü. kız kulesi görünürdü. bir de haydarpaşa garı görünürdü tüm ihtişamıyla. ışıkları denize saçılır etrafını aydınlatırdı. istanbulu o zamanlar hiç ummadığım kadar sevdirirdi bana. sonra gar yandı sonra o gitti ve istanbul bitti benim için.
nazım hikmetin 17 bin dizelik "memleketimden insan manzaraları" şiiri burada başlar.
neyse ki otel olmadı.
olmadı di mi?
1872 Yılında açılmıştır.
Kadıköy’ün simgesidir.

Osmanlı zamanından kalma istanbul’u tüm türkiye’ye bağlayan gardı.

Eski türk fimlerinde istanbul’a gelen kişiyi kesin suretle bu gardan çıkarken görürsünüz. Değişmez.

Şimdi kapalı. Açılacak diyorlar. Bakalım.
Şu an inşaat halinde olan bir tren garıdır. Çıkan tarihi eserler yüzünden maalesef yenileme çalışmaları gecikecek ama yenileme işi bittiğinde muhteşem bir tren garımız olacak.
görsel

1878 yılına ait Rus Arşivi'nden haydarpaşa garı Görüntüsü...
doğu ile batı medeniyetinin buluştuğu noktadadır. kavuşma ve dağılma merkezi olmuştur. anadolu yakasında yatay görünümlü tarihi taş binası ile istanbul'a has bir siluet olmuştur. büyük şehre ilk ayak basanların denizle karşılaştığı yer olmuştur aynı zamanda. vapur düdüğü sesleri eşliğinde adım atarlar. yorgun ve sevinçli bünyelerin basamaklarından inerken hayat maceralarının başladığı tren garının da ötesi olmuştur. buluşma ve kavuşmaların dışında vedalaşmaların da merkezi olmuştur. son martı çığlığı da o zaman duyulur. ankara'dan ve diğer anadolu kentlerinden uzanıp gelen rayların bittiği noktadır. bazen hareket düdüğü eşliğinde trenler gardan ayrılır, bazen de gara giriş yapan emektar lokomotifler de selamlarını çakarlar.
yeşilçam filmlerinin de değişmez mekanı olmuştur. büyük şehre gelen ve elinde tahta bavulu olan yolcu figürü, taşı toprağı altın şehirde var olma savaşının başlangıcını anlatır. gara ayak basan yolcu yeşilçam klasiklerinde olduğu gibi kırsalda kente göç etmiş, kan davasından kaçmış, bir sevdanın peşine düşmüştür. bunun gibi hüzünlü hikayelere dekor olmuştur. şimdi tren seferlerinin yapılmadığı gar, en son turistik otel yapılmak istenmiş, sivil toplumun tepkileri sonucunda da otel planından vazgeçilniş, bu sayede de tarihi gar ruhunu korumaya devam etmişti.
“Seni yeneceğim istanbul” diye gelenlerin küsküyü yiyip döndüğü mekandı bir zamanlar.

Şimdi o işlevi sabiha gökçen görüyor.
görsel
eskiden bazı vapurların da uğradığı yer.
Hala tadilatı devam eden hali kadıköy sahilinden görülüp üzen tarihi yapı.
sen de git abır. birlikte garı peşinde koşarsınız...