eğer istanbul'a trenle gitmişseniz,indiğiniz ilk anda yapılabilecek en güzel aktivitedir.şehir adeta karşılar sizi,havasına alıştırır,biraz da sarhoş eder...
beşiktaştan kadıköy vapuruna binilir.ne kadar erken çıkılsa da trenin kalkmasına 10 dakika kala kadıköyde olunur.elinde tıklım tıklım bir valizle kalabalığa çarpa çarpa ilerlenir.kalkmak üzere olan trenin düdük sesiyle birlikte nihayet haydarpaşa ya varılır.nefes nefese boş bir yer aranırken, istanbul yavaş yavaş arkanızda kalır..
çapa şehremini'den eminönü arasından daha yorucu olamaz dediğim eylem.arkadaşınızla konuşursunuz, konuştukça yürürsünüz. her seferinde ne dersin şuraya da gidelim mi dersiniz ve bir bakmışsınız bayağı bir yol katedmişsiniz.
okul beyazıt'ta ise özellikle yağmurlu günlerde eminönüne yürümek en özlem verici durumdur. yol yürüdükçe sıkıntınızı unutursunuz, sanki gittiğiniz yerlerde bırakırsınız. yolda ki insanları farkedersiniz, incelersiniz. onlar acaba çok mu mutlular diyerek! sonra yine konuşursunuz, yine yürürsünüz ve üzüntünüzün saçma olduğunu anlarsınız. *
(bkz: bir meditasyon aracı olarak yürümek)