haydar ergülen

entry101 galeri2 video1
    100.
  1. "oysa kaç çocuğun yerine övmüştüm seni
    düşü geçtik kendine bakabilirsin."
    0 ...
  2. 99.
  3. ne zaman bir başkent kurulsa
    eski aşklardan, nisan
    sana küçük borçlar bırakıyorum
    seyirci güzeli rüyalardan
    bakımsız suçlara çıktım
    biraz sana yakıştım, maskesiz kaldım

    suçumuz bu bahçede kalsın
    kiraz, savaşı geçti
    şehir aşk kadar kalabalık..
    6 ...
  4. 98.
  5. Sonra her şey geçmedi.
    Sonra her şey geçmez kolayca.
    Herkes kalanıyla yaşar.
    Kendinden geriye ne bıraktıysa.

    Haydar Ergülen.
    9 ...
  6. 97.
  7. 96.
  8. Düş Gibi

    bu gece bir konuk gelecek sana
    ıtır kokulu gün odana indiğinde
    pencerende solgun yüzüyle belirecek
    sana bu gece bir konuk gelecek

    yorgun gülüşünü tanımasan da
    sürgünde söylenmiş şarkılar gibi
    yüreğine sessiz bir yağmur düşürecek
    sana bu gece bir konuk gelecek
    günün bir ucundan ölüm giriyor
    bedenin üşüsün de yüreğin üşümesin
    özlemler uçururken coşkulu sesin
    sana bu gece bir konuk gelecek

    erinçli yazlar da gelir kavuşursun
    ev içlerinin tutkulu sessizliğine
    beyaz kuşlar gibi uykular süzülecek
    sana bu gece bir konuk gelecek

    kadınım benim acımayı bilenim
    kuşkulum tedirginim sevecenim
    üşümüş su dalgın kar acılı yel
    bu gece benimle sana gelecek.

    (1956)
    haydar ergülen.
    14 ...
  9. 95.
  10. Beni üzme,
    Kendini de benimle üzme.
    Sözümüzü üşütme.
    Fazla açılma benden
    Çok açılma bana da.
    Kendine de fazla açılıp da
    içine düşme.
    Geçmişe gül gönder,
    Unutma
    Anılar da su ister.
    Anılara iyi bak,
    Bana bak,
    Beni tut,
    Bana tutun,
    Beni orda burda
    Beni şunda bunda
    Unutma....
    1 ...
  11. 94.
  12. Şair ve denemecidir.
    Gelenekten yararlanarak kelimelere zengin anlamlar yükleyip hikmetli söyleyişleri tercih etmiştir.
    Heves imgelerini özgün bir şekilde kullanmıştır.

    Sezai karakoc, behçet necatigil ve metin altıoktan etkilenmiştir.

    Karşılığını bulamamış sorular, eskiden terzi, kır şiir ve bir, keder gibi ödünç, unutulmuş bir yaz şiirleridir.

    Ayni zamand haziran, tekrar, üvey sokak denemeleridir.
    0 ...
  13. 93.
  14. şairdir kendisi, hem de iyi bir şairdir. serbest yazımda bir çok şair geçinen herifin aksine, serbesliği şiirin ahengiyle birleştirmiştir.

    "..şair onca dizeyi bir dizeyi söylemek için söyler" sözünü bir adım ileriye taşıyarak, tüm dizleri tüm dizeleri söylemek için yazdığı aşağıdaki şiir ile anarım kendisini.

    Idiller Gazeli

    gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış
    gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak

    sen bir şehir olmalısın ya da nar
    belki granada, belki eylül, belki kırmızı

    gövden ruhunun yaz gecesi mi ne
    çok idil, çok deniz, çok rüzgâr

    çocukluğun tutmuş da yine âşık olmuşsun
    sanki bana, sanki ah, sanki olur a

    aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini
    diye övgü, diye sana, diye haziran

    heves uykudaysa ruh çıplak gezer
    gazel bundan, keder bundan, sır bundan

    gözlerin şehirden yeni ayrılmış
    gibi dolu, gibi ürkek, gibi konuşkan

    hadi git şehirler yık kalbimize bu aşktan
    0 ...
  15. 92.
  16. Gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız göze alamadığımız yakınlıklarda acıtır ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir.
    bir yazar.
    0 ...
  17. 91.
  18. Gözlüklü Şiir

    iyi değiliz gözlük bak durmadan
    kırmaya çalışıyorlar bizi hiç iyi
    değiliz iki gözüm, bende can, sende cam
    bırakmadılar, daha kırılacak ne varsa bizde,
    gözlüğü olmayanlar çok mu acımasız oluyor
    ne, çekip alıyorlar seni gözümden, öyle
    çok eziliyoruz ki gözlük, sen bensiz kırık,
    ben sensiz karanlık, nerde insanlık
    bizi bu kadar kırmasalar, di’mi cam
    dostum, onlara da birer gözlük alırdık!
    Ne güzel gözümün önünde olman yine,
    sensiz ne gülüşün tadı var ne de bakışın
    sen olmayınca kötülük daha kötü görünüyor
    gözüme, yumruklar daha zalim, sözler daha
    sert iniyor yüreğime, sensiz bu dünya
    bomboş görünüyor gözüme, sana gözüm
    gibi bakacağım, artık senden başkasını görecek
    gözüm yok, bizi görmeyenlere
    söyleyecek sözüm yok, bizi çok kırdılar gözlük,
    bizi tuzlabuz, bizi unufak, bizi camçerçeve
    kırdılar da bakmadılar bir kez olsun cangözüyle,
    şimdi hem cana, hem cama göz diktiler,
    hem gözden düştük hem sözden, bir daha
    kırılamayız gözlük, sonumuz olur kırılmak bir daha,
    parçamızı bulamazlar ikimizin de! Ah ne bakacak
    göz, ne görecek gönül bırakmadılar bize,
    bir güzellik kalsaydı, iki ne dört gözümüzle
    titrerdik üstüne, candan içeri olan camdan içeri
    derdik demesine de, öyle bakımsız, bakışsız
    bıraktılar ki gözümüzü, gönlümüzü, ne can
    hevese geldi, ne göresi geldi camın,
    biz birbirimize iyi bakalım gözlüğüm, canım,
    belki onlar da iyi bakarlar kendilerine,
    gözlüğüm, iki gözüm, kemiğim, bu sözlerimle
    umarım kırmamışımdır seni, zira çok incesin
    kırılırsın, kırılır arkadaşlığın camdan kalbi de!

    Haydar Ergülen

    (Budala, sayı 22, Kasım-Aralık 2002)
    8 ...
  19. 90.
  20. 89.
  21. 88.
  22. ah karamela şekerim, aşk tatlı da insanlar berbat!

    Güzel insansın be abi, ne güzel özetledin pek çok şeyi.
    3 ...
  23. 87.
  24. 86.
  25. " Gözlerindeki telaşı kimin bakışları dindirebilir. Gözlerin kimsenin bakmadığı bir çocuk gibi. Issız ve öyle kırılmış ki, hiç susmayabilir. Gün gelir kötü bir şiir bile dokunur insana, çünkü bazı sözcükler onlardan da kederlidir."
    1 ...
  26. 85.
  27. Güzel sakallı ve bıyıklı adam.

    Diyor ki:

    "Öte yandan Ankara lirik bir başkenttir. Fakat bunu Bilmke için ankara'da yaşamış olmak gerekir... Ankara, hiçbir iddia taşımayan gizli bir lirik olarak, bozkırın ortasında, yitirdiklerinin ardından liril bakışlar fırlatmaktadır. Evet, istanbul 'şairane'dir, bu daha doğru, imgesi 'lirik'tir, istanbul'u hiç görmemiş, yaşamamış biri bile Istanbul için şiirler döktürebilir, ona tüm gözyaşlarını bağışlayabilir, onu bir sevgili gibi arzunun çekici nesnesi kılabilir, hatta hayatının gizli öznesi bile kılabilir, fakat asla onda lirik efsaneler arayamaz bulamaz..."

    Velhasılıkelam, istanbul'da yaşamamış bir insan olarak dahi istanbul'un güzelliklerinden az ya da çok haberdarım. Ama ankara'da yaşamamış bir insanın bu şehrin en ufak bir güzelliğinden dahi haberdar olması pek mümkün değil.

    Ankara'da yaşamış bir insan olarak, şu şehrin kendini ortaya dökmeyen güzelliklerini az biraz görüp ankara'yı sevmeme vesile olmuş haydar ergülen'e şuradan ufak bir teşekkür etmek isterim.
    1 ...
  28. 84.
  29. --spoiler--

    kadın deniz, adam ada,
    hem bütün adalar kadınla ıssız
    hem adam kadının ortasında tenha

    --spoiler--
    13 ...
  30. 83.
  31. Aşk bile dolduramaz bazı aşkların yerini sözüyle tanıştığım şair.normalde serbest ölçüyle yazılmış şiirlerden hiç hoşlanmasamda bu adamı sevdim.şiir seven insandan zarar gelmez mottosuyla bir kaç şiirini arka arkaya okudum.insanı etkileyen bir dokusu var şiirlerin.güzel bir örnek vermek gerekirse:
    Sana bıraktığım sessizlikten bir kaç kelime kalmıştır hala yangından konuşmak için
    Vardın,oldun ,kayboldun
    Şimdi ortasındasın.
    Ne kayık göle dahildir artık,
    Ne kuş gökyüzünde seferi
    Yangının içi şehir
    Yol senin içindir.
    2 ...
  32. 82.
  33. sis şiirini çok sevdiğim şairdir.

    -
    iki şehri var gecenin, biri gözümde
    tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
    gibi çöken siste, bana bu uykusuz
    şehri niye bıraktın, göze alamadığım
    bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
    gece değil istediğin hayli karanlık
    bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
    hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
    bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
    gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
    göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
    ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
    öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
    sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
    şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim :
    Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
    biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,
    bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
    konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
    gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde

    Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa, şiir niye ?
    -
    1 ...
  34. 81.
  35. "Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa şiir niye?" diye sorarak beni gece gece mahvetmiştir sağolsundur.
    0 ...
  36. 81.
  37. edip cansever'e yazdığı bir şiirle eylülü o büyük şaire adayacak denli yüce gönüllü olan şair ama insan... Bahsettiğim şiir de şöyle bir şeydir;

    Eylül ne zamandı diye
    sordun ya çok sevindim
    eylülün tam yeri
    Edip Cansever’in şiiri

    “Eylülsem, istemeden kırılıyorsam bazan”
    vakitli vakitsiz bir kırgınlık
    gibiyiz ya zaman zaman
    eylül gibiyiz o zaman
    1 ...
  38. 80.
  39. "iyiliğin kardeşlerine

    kuzu, bu dünyada budalaydık ya bizi gökyüzündeki bahçeye de habersiz indirdiler.
    otuz yıldır gökyüzünde saklıyoruz dedemi,
    gözyaşını yük olur diye taşımayanların bakışlarından uzak,
    kuzu sayıldığımız yıllar kuş gibi uçtu, yanında masum bir hayret.
    hangi kuzuyla yüz yüze kalsak, sessizlik,
    aramızdaki o yeni kardeş.
    kelimelerse başka.
    ağızlarda ağır ve kaba bir şöhret.
    işte sular yükseldi, dilimize vuruyor tuz.
    ayrılık adalarındayız ve sustukça kusursuz bir sessizliğe terkediyor kuzularını dünya,
    ona yükümü bıraksam kuş sayılırdım ama,
    gökyüzünü açık bıraktık ve bağlandık toprağa.
    hala gariplerin yurdunda işittiğim gözyaşı,
    hala iyiliğin gölgesine toplanacak kuzulari
    çok çocuk kimsesiz bir çocuk.
    tenha gibiyiz yine garip yine budala şimdi,
    ağır bir kuşa benziyor omuzlarımda
    ödünç kanatlı zaman, ödünç anıları da.

    kuzuymuşuz daha gurbet kuşları'na ağladığımızda."
    1 ...
  40. 79.
  41. "yorgun gülüşünü tanımasan da
    sürgünde söylenmiş şarkılar gibi
    yüreğine sessiz bir yağmur düşürecek
    sana bu gece bir konuk gelecek
    günün bir ucundan ölüm giriyor
    bedenin üşüsün de yüreğin üşümesin
    özlemler uçururken coşkulu sesin
    sana bu gece bir konuk gelecek"
    2 ...
  42. 78.
  43. "ben sana eski bir şey söylemiştim
    evler içe doğru açılıyordu daha
    kelimeler içe doğru açılıyordu daha
    içe doğru açılıyordu daha
    iki kişi bir insanda

    insan iki kişiydi

    insan iki kişidir
    daha kalabalık değildir
    biri olmaktan

    yokluğun bıraktığı iki kişiden
    biri derinliğine insan
    biri boğulur ondan

    iki kişidir insana
    tuzaktan düşen orman
    hanidir kuşlardan konuşmadık

    en az iki kişidir
    bir insanda aşk olmak
    onları da birbirine bağışla

    iki kişinin düellosunda
    karşısında ondan kutsal
    kimi bulacak insan

    iki kişiysen yalnızsın
    deli çocuk deli kadın
    topladığın deli çiçek

    iki kişilik biletin
    insanı çoktan geçti
    birazdan dolar yalnızlık

    iki kişi daha var
    biri yola çıktı yine
    içimde biri açacak

    ben sana eski bir şey söylemiştim
    biri fazla
    insan iki kişidir

    insan şimdi kaç kişidir
    kaç kişiden kalır bir insan
    kaç kişi bıraktıysan
    bir insandan kendine

    beni iki kişi bırak
    biri ateş olsun sarsın
    biri bunu yangın sansın

    beni iki kişi bırak
    biri ele versin beni
    biri suçumu üstlensin

    beni iki kişi bırak
    beni iki kişi bırak"
    2 ...
  44. 77.
  45. ''çocukluğun tutmuş da yine âşık olmuşsun
    sanki bana, sanki ah, sanki olur a! ''
    2 ...
© 2025 uludağ sözlük