bu gece bir konuk gelecek sana
ıtır kokulu gün odana indiğinde
pencerende solgun yüzüyle belirecek
sana bu gece bir konuk gelecek
yorgun gülüşünü tanımasan da
sürgünde söylenmiş şarkılar gibi
yüreğine sessiz bir yağmur düşürecek
sana bu gece bir konuk gelecek
günün bir ucundan ölüm giriyor
bedenin üşüsün de yüreğin üşümesin
özlemler uçururken coşkulu sesin
sana bu gece bir konuk gelecek
erinçli yazlar da gelir kavuşursun
ev içlerinin tutkulu sessizliğine
beyaz kuşlar gibi uykular süzülecek
sana bu gece bir konuk gelecek
kadınım benim acımayı bilenim
kuşkulum tedirginim sevecenim
üşümüş su dalgın kar acılı yel
bu gece benimle sana gelecek.
nefes, can, mavi ve nar'ı; -aradıklarımı- sinop'un kayıp yapboz parçalarını dizelerinde bulduğum; şiirlerinde denizi, deniz kokusunu, fırtınayı ve onun yanındaki kızıl'ı, acemoğlu'nu getiren, en hafif tabirle şair, "nazan'ın nunları"ndan.
iyi değiliz gözlük bak durmadan
kırmaya çalışıyorlar bizi hiç iyi
değiliz iki gözüm, bende can, sende cam
bırakmadılar, daha kırılacak ne varsa bizde,
gözlüğü olmayanlar çok mu acımasız oluyor
ne, çekip alıyorlar seni gözümden, öyle
çok eziliyoruz ki gözlük, sen bensiz kırık,
ben sensiz karanlık, nerde insanlık
bizi bu kadar kırmasalar, di’mi cam
dostum, onlara da birer gözlük alırdık!
Ne güzel gözümün önünde olman yine,
sensiz ne gülüşün tadı var ne de bakışın
sen olmayınca kötülük daha kötü görünüyor
gözüme, yumruklar daha zalim, sözler daha
sert iniyor yüreğime, sensiz bu dünya
bomboş görünüyor gözüme, sana gözüm
gibi bakacağım, artık senden başkasını görecek
gözüm yok, bizi görmeyenlere
söyleyecek sözüm yok, bizi çok kırdılar gözlük,
bizi tuzlabuz, bizi unufak, bizi camçerçeve
kırdılar da bakmadılar bir kez olsun cangözüyle,
şimdi hem cana, hem cama göz diktiler,
hem gözden düştük hem sözden, bir daha
kırılamayız gözlük, sonumuz olur kırılmak bir daha,
parçamızı bulamazlar ikimizin de! Ah ne bakacak
göz, ne görecek gönül bırakmadılar bize,
bir güzellik kalsaydı, iki ne dört gözümüzle
titrerdik üstüne, candan içeri olan camdan içeri
derdik demesine de, öyle bakımsız, bakışsız
bıraktılar ki gözümüzü, gönlümüzü, ne can
hevese geldi, ne göresi geldi camın,
biz birbirimize iyi bakalım gözlüğüm, canım,
belki onlar da iyi bakarlar kendilerine,
gözlüğüm, iki gözüm, kemiğim, bu sözlerimle
umarım kırmamışımdır seni, zira çok incesin
kırılırsın, kırılır arkadaşlığın camdan kalbi de!
ne zaman bir başkent kurulsa
eski aşklardan, nisan
sana küçük borçlar bırakıyorum
seyirci güzeli rüyalardan
bakımsız suçlara çıktım
biraz sana yakıştım, maskesiz kaldım
suçumuz bu bahçede kalsın
kiraz, savaşı geçti
şehir aşk kadar kalabalık..
1956 yılında eskişehirde doğdu.Ankara Aydınlıkevler Lisesi ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji Bölümünü bitirdi.Bir süre eskişehir Anadolu Üniversitesinde dersler verdi (1983).
ilk şiiri 1973'te Umut Erkan adıyla gelişme dergisinde yayınlandı.1979 yılından bu yana şirlerini çeşitli dergilerde yayınlıyor.22 yıl reklam yazarlığı yaptı.'Üç Çiçek' ve 'Şiir Atı' dergilerini çıkaranlar arasında yer aldı.Radikal gazetesinde haftada bir 'Açık Mektup'