diyalogların ve oyunculukların tartışmasız nicole kidman olduğu tiyatro oyunudur. izlerken çok zevk aldım fakat temponun bazen gözle görülür bir şekilde düştüğünü reddedilemez.
--spoiler--
+ adamda hiç şey kalmamış.
- ne kalmamış?
+ hiç kalmamış işte bilmiyorum ki!
--spoiler--
birkaç iyi repliğin dışında hoşuma gitmeyen oyun. yılmaz erdoğan'dan çok şey beklediğimden mi nedir, hayal kırıklığı yaşadım. güldüğüm sahne sayısı beş-altı sanırım. velhasıl vasattı diyorum. ayrıca yılmaz erdoğan'ın jest mimik ses ve vurgularını fena hâlde tolga çevik'e benzettim. daha doğrusu tolga'nınkileri ona. bir şey ima ediyorum, evet.
--spoiler--
+Tatlım bu bir şaka değil mi?
- Değil.
+ Ya?! Peki hemen bir şaka haline getirebilir miyiz?
- Sanmıyorum.
+ Neden?
- Komik değil.
+ Nasıl değil? Benim bu ayrılığın nedenini bilmiyor olmam komik değil mi?
- Valla eğer artık sen bende güzel değilsen, eğer artık ben sende güzel değilsem, eğer artık hergün en az bir defa kavga ediyor hale geldiysek ve fıkralar hakikaten komik gelmemeye başladıysa..
+ Daha anlatmadım bile aslında...
+ Eee.. Düzelmez mi diyorsun?
- Düzelir.. Gene bozulur sonra.. Sonra belki gene düzelir.. Bir kere bozuldu ya, illa ki bozulur sonra..
--spoiler--
bir komedi harikasıdır. izlersin gülersin , gülersin...sonra bidaa izlersin.kısaca her canın sıkıldığında izlersin.
örnek bir diyalog:
kürşat:kadın'ın eski sevgilisi
takiyettin :kadın'ın kısa boylu eski sevgilisi.
-(e) : o da geliyor mu?
-(k) : kim?
-(e) : takiyettin
-(k) : bilmem gelir heralde kürşat'ın iyi arkadaşıdır.
-(e) : siz eski sevgililer parti kongresi mi bu ne la bu
-(k) : beni kürşatla takiyettin tanıştırmıştı zaten
-(e): ya ne demişti tanıştırırken.'kürşat benim boyum yetişmiyor arkadaş.sen bi alakadar oluver şunlarla(memelerle) yazıktır canım.yarın birgün seninde yere bişeyin düşer ben alır sana veririm..
.
.
.
.
-(k): ben gidiyorum , sende tek başına halay çek bu evde
-(e): git..yalnız o kürşat'a söyle o memeler benden önce sarkmıştı. demek hep o takiyettin yüzünden.Aşağıdannn
kadın: bu koku ne ?
erkek: işyerınde ki insanlardan bulasmıstır.kokular aynı kagıtlar gibidir.gun boyu elden ele ordan oraya gezer dururlar.koku ınsanın ustune siner , iş hayatında bu duruma "sinerji" denir.
bu gösteriyi izledim, hoştu ama öyle çok da süper değil. esprileri biraz bayat. ama genede sevgiliyle romantik komedi yapılmak isteniyorsa beraber zevkle izlenebilir.
adam: kadınların sıradan bi evden çıkış hadisesini neden bu kadar ciddiye aldığını anlamıyorum.sanki bi daha dönmiycez.gidip bi evin bahçesinde köfte yiycez hepsi bu.
kadın: ona, barbekü partisi deniyor canım.
adam: öyle mi? köftelerin bundan haberi var mı? yoksa bizim salak köfteler aşağılık bi mangalda can vereceklerini mi düşünüyolar? halbuki ne kızarması, parti kuruyor angutlar haberleri yok.
kadın: amma konuştun ha. geliyorum tamam.
adam: gitmek istemediğim bi yere sayende acele ediyorum ya, ben asıl ona yanıyorum.
kadın: neden gitmek istemiyormuşsun?
adam: çünkü köfteleri mangala dizecek olan kişi, senin eski sevgilin.
kadın: yine mi aynı konu?
adam: evet aynı konu.
kadın: aşkım o yıllar önceydi.
adam: ama o yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
kadın: eee?
adam: ne demek eee? adamın senin memelerine bakıp, "siz bi de bunları benim zamanımda görecektiniz" diye düşünmesi beni rahatsız ediyor.
bir çiftin tanışmalarından ayrılıklarına kadar olan olası evreyi mizahi bir dille anlatan yılmaz erdoğan oyunu.
izlerken aa aynısı benimde başıma gelmişti hissi veren oyun.
-keşke ikimiz de beni dinleyip en azından bugün bana gelseydik.
+iyi de o zaman bu tatlı telefon konuşmamız olmazdı.
-tatlı faturası da olmazdı işte..
+nasıl yani
+şakasındayım ben. 4 saati bulunca dedim böyle bi şaka yapayım. ben seni aradığım için şaka yapmak bana düşer. *
--spoiler--
geçen yine bilmem kaçıncı kez izlediğim ve en kısa zamanda tekrar izleyip güleceğim oyundur.
bir oyun bünyesinde bu kadar güzel espri, tespit, özlü söz barındırınca seyrine doyum olmuyor tabi.. üstüne de iki zavallı 'tatlım'.. daha ne olsun..
+ aşkla ilgili pek çok şey gibi aşkı tarif etmek de haybeden gerçeküstü bir çabadır.
- tarif edilemez mi yani?
+ içine etmek daha kolaydır..
--spoiler--
-zaten geçen hafta ben salonda mumları yakarken ne o tatlım ayin mi var lafın hiçte güzel bi espri değildi yeri gelmişken onu da belirtmek isterim.
-sen şeyi diyorsun, hani bir gece sabaha karşı birdenbire allahım mum yok allahım mum yok gecesini diyorsun, allahım mum yok....