...
-elma şekeri gibiymiş ya aşk; elinde sopayla kalana kadar yiyorsun işte.
+aşkla ilgili pek çok şey gibi onu tarif etmek de haybeden gerçeküstü bir çabadır.
-tarif edilemez mi yani?
+içine etmek daha kolaydır...
...
*: Çıplak üstelik. ne ee? Sevişmek, çıplak... eesi, yani. Bazı olaylar bazı bünyeye gidiyo, bazısına gitmiyobiliyo yani. Ya bütün tedirginliklerimi açık açık söyleyeyim mi yoksa biraz kıvırayım mi?
*:Yok sen söyle bakiyim, gerekirse ben kıvırırım onları
*: Şimdi oraya gidicez ben her şeye uyuz olucam aslında. Adam bana bi iyi davranıcak ev sahibi ya, onun manevra alanı geniş tabi. Köfteleri mangallıyo bütün karizmayı almış, ben de gidiyim beni seviyo mu? ben onu niye seviyim ki? Beni niye sevsin ki o? Bi yandan böyle köfteleri yellerken ben aslında niyetini de biliyorum onun aklından geçen. Bi yandan böyle köfte yelleyip bi yandan senin memelerine bakıp "ulan siz bide bunları benim zamanımda görücektiniz" diye düşünmesi... beni rahatsız eder bu.
*: Haklıymışsın tatlım bak iyi ki sormuşum çünkü bunların hepsini kıvırmak lazımmış gördün mü? Yapma Allah aşkına yapma ya, çok kısa sürmüştü Kürşad'la ilişkimiz.
*: Allah allahh, nerden buldu bu meme işini ben anlamıyorum ki giderayak yani. Tatlım sanırım bir sorun bulamadın bir tane imal etmeye çalışıyosun.
*: Hayır efendim hayır. Ben anlamıyorum. Ben sadece şunu anlamıyorum. Ben ayrılan insanların zırt pırt görüşmelerini ben anlamıyorum. Ne gerek var kardeşim Allah allah? 'tanıştıriyim; eski sevgilim, yeni sevgilim. Eski sevgilimin yeni sevgilisi, yeni sevgilimin eski sevgilisi. bu zibidi bi ara şunla da fingirdedi ama şimdi karıştırmayalım, sktir et onu. ne güzel değil mi? Hepimiz hepimizin her yerini ezbere biliyoruz.
*: Ay inanamıyorum. inşallah orda da yapmazsın bu şakaları, inanamıyorum ya. Tatlım tamam bak çok tatlıydın, çok güzeldi her şey ama yine de... bitti mi?
--spoiler--
- ne salak adamım ben ya , tatlım yoksa evlilik yıldönümümüzü mü unuttum?
+ evet tatlım... öyle tatlı unutmuştun ki, hatırlatmaya kıyamadım ! *
- !!!??..!!
--spoiler--
-keşke ikimiz de beni dinleyip en azından bugün bana gelseydik.
+iyi de o zaman bu tatlı telefon konuşmamız olmazdı.
-tatlı faturası da olmazdı işte..
+nasıl yani
+şakasındayım ben. 4 saati bulunca dedim böyle bi şaka yapayım. ben seni aradığım için şaka yapmak bana düşer. *
--spoiler--
adam: kadınların sıradan bi evden çıkış hadisesini neden bu kadar ciddiye aldığını anlamıyorum.sanki bi daha dönmiycez.gidip bi evin bahçesinde köfte yiycez hepsi bu.
kadın: ona, barbekü partisi deniyor canım.
adam: öyle mi? köftelerin bundan haberi var mı? yoksa bizim salak köfteler aşağılık bi mangalda can vereceklerini mi düşünüyolar? halbuki ne kızarması, parti kuruyor angutlar haberleri yok.
kadın: amma konuştun ha. geliyorum tamam.
adam: gitmek istemediğim bi yere sayende acele ediyorum ya, ben asıl ona yanıyorum.
kadın: neden gitmek istemiyormuşsun?
adam: çünkü köfteleri mangala dizecek olan kişi, senin eski sevgilin.
kadın: yine mi aynı konu?
adam: evet aynı konu.
kadın: aşkım o yıllar önceydi.
adam: ama o yıllarda da sevgililer sevişiyordu.
kadın: eee?
adam: ne demek eee? adamın senin memelerine bakıp, "siz bi de bunları benim zamanımda görecektiniz" diye düşünmesi beni rahatsız ediyor.
yılmaz erdoğan'dan, haybeden gerçeküstü konuşmalardan uyarlanmış, bkm'de yaklaşık 1100 kere pick to pick kahkaha koparan, dünyanın hiç eskimeyecek konusuyla, aşkla ilgili, demet akbağ ile beraber oynadıkları iki kişilik dev oyunu.
--spoiler--
aşk; sonsuz bir şımarma hali, hiç sonsuza kadar sürer mi?
--spoiler--
iki buçuk saatlik oyun boyunca karakterlerin ismi zikredilmez. yılmaz erdoğan bununla evrenselliğe bir çıkarım yaparak her kesime hitap edebileceği yanılgısına düşmeyecek biri olsa da oyun, bu konuda kendi içinde bir tezat oluşturuyor; hem evrensel, hem bu coğrafya insanını anlatmak ve partilerde ayakta duran -biri kırsal kökenli- çifte giydirdiği üslup yeterli evrenselliği yakalayamamış denebilir. bu arada dünyada başka hiç bir yazar da kendi ürettiği karakterlerle bu kadar taşak geçmemiştir.*
brokoli içinse, parti insanı olmayıp oturmayı tercih etmemizin, bütün faydalı ama lezzetsiz şeyleri sevmemizin -yurt olarak- metaforu yapılır.
--spoiler--
kadın: dur bi dakika... sence aşk nedir?
erkek: bence?
kadın: yazara soruyorum aslında...
erkek: yazar, kendi kendine soruyor aslında...
kadın: elma şekeri gibiymiş ya aşk, elinde sopayla kalana kadar yiyorsun işte...
erkek: aşkla ilgili, pek çok şey gibi, onu tarif etmeye çalışmak da haybeden gerçeküstü bir çabadır...
kadın: tarif edilemez mi yani?
erkek: içine etmek daha kolaydır...
--spoiler--
geçen yine bilmem kaçıncı kez izlediğim ve en kısa zamanda tekrar izleyip güleceğim oyundur.
bir oyun bünyesinde bu kadar güzel espri, tespit, özlü söz barındırınca seyrine doyum olmuyor tabi.. üstüne de iki zavallı 'tatlım'.. daha ne olsun..
+ aşkla ilgili pek çok şey gibi aşkı tarif etmek de haybeden gerçeküstü bir çabadır.
- tarif edilemez mi yani?
+ içine etmek daha kolaydır..
yılmaz erdoğan'ın illa ki oyun yazarı olduğunun göstergesi, "ya bunların hepsini yaşadım" diyebileceğimiz kadar bizden, kadın erkek tartısmasını en güzel yerden, içinden gösteren enfes oyun... mutlaka izlenmeli.