burada anlatamayacağım kadar sıkıntılı bir durum. sadece şu kadar söyleyim, olay askeri lojmanlarda geçiyor. kendi arabamla, kayıtlı girip kayıtı çıktım.
Caddenin en işlek olduğu zamanda o yol üzerindeki gözüme güzel görünen bir duvara beş altı tane spreyle tag atmıştım. Yan tarafı karakol, arka tarafı da polis lojmanıymış. Tabi o şehirde fazla kalmayacağımı bilmemden gelen bu cesaretle yardırmıştım.
13 yaşındayken bir gece kuzenimle beraber ilçedeki bütün çöp konteynırlarını yakmıştık.
gündüzde bisikletleri ayarlayıp her mahalleye önceden zulaladığımız traktör lastiklerini yakmıştık.
bütün itfaiye polis alarma geçmişti.
lisedeydim. basketbol takımı için seçmeler vardı ama nedeninin hatırlamıyorum, seçmeler saat akşam 9'da falandı. sonra ben gittim, seçmeler 2 saate yakın sürdü. tabi ülkemizin başkentinde o saatlerde dolmuş metro yok. eve ulaşımım da yok. ne yapsam ne yapsam. babam şehir dışında, beni alacak kimse gelmiyor aklıma.. seçmelerin olduğu semt de şehirdeki serseri çakal potansiyelinin yarısını içeriyor. her neyse aklıma eniştem geldi, nereden geldiyse. aradım eniştemi. dedim böyle böyle enişte buradayım, beni alabilir misin ? adam geldi, beni aldı. ama eve gidene kadar ağzıma tükürdü. babam olsa böyle kızmazdı. bin pişman oldum, eve gittim annem niye onu aradın diye ağzıma sıçtı. onu aramak en büyük çılgınlığımdı sanırım.