Ünide ilken tıpın derslerine giriyordum oradaki bir hoca ile konuştum doktor ol dedi bende mühendis olcam bu saatten sonra ne doktoru dedim keşke dinleseydim şimdi kafam rahat olacaktı.
yatan aslandan gezen tilki iyidir.
tedbirsiz sıçmaya giden domala domala taş ararmış.
alışmadık don götte durmazmış.
arap yağı bol bulunca götüne sürermiş.
işlerini bilmeyen çavuşlar sıçar bokunu avuçlarmış.
düşün düşün boktor işin.
gönülsüz götten bok çıkmazmış (gönülsüz sikiş - hayırsız evlat olayı gibi)
fazla merak göte yarrak.
gibi öğütlerdir. atasözümsü, deyimimsi, özlü sözümsü... gayette anlamlı.
Çoğu Edindiğim iyi kötü tecrübelerle oluştu. Yalnız bir tane var ki hiç aklımdan çıkmaz.
Yıl 2000.
Soğuk, yağmurlu bir kış günü; okuldan çıktım, Kadıköy rıhtımdan acele bir şekilde otobüse bindim. Otobüsün sağ tarafında, ön koltuğun hemen arkasındaki koltuğun bir tanesi boştu. Cam kenarında yaşlı bir adam iki büklüm oturmuş, Biraz da üşümüş belliydi. Yanına oturdum. Otobüs hareket ettikten bir müddet sonra yaşlı adamın bana baktığını fark ettim. Kafamı çevirmemle konuşmaya başladı.
Kore gazisi olduğunu öğrendim. Savaşın ne beter bir şey olduğunu onun titreyen sesinde, kurduğu cümlelerde, kısık gözlerinde gördüm. Koreli kadınların bir parça ekmek için düşman askerinin altına yattıklarını anlattı. Ve ekledi;
" okuyun evladım, okuyun." Bu sözün önemini o gün daha iyi anladım.