Evet bu öğüt babamdan. "En fazla 2 tane her şeyini anlattığın arkadaşın olsun oğul, herkese dostum deme. Ama bu dediğimi yapacaksın diye de diğer herkese düşman olma, herkesle gerektiği kadar yakın ol."
Yola çıktığınız zaman destek olacak insanları düşünmeden yola çıkın. Yol gittikçe destek olan olursa olur, yok köstek olacak olan olursa da zaten desteğin olmamasını dahi göze alan siz köstekten zerre etkilenmeyeceksiniz.
"Aman oğul sen sen ol.." O günden sonra hep ben ben oldum, asla bir başkası olamadım. Bir başkası olabilmeyi asla beceremedim. Babamın verdiği bu öğütü adeta bir hayat felsefesine çevirmiş, geriye kalan bütün hayatımı ben ben olarak devam ettirmeyi amaçlıyordum. Çünkü ne Zaman bir başkası gibi olmayı denesem komik oluyor ve olmadığım birisi gibi davrandığımdan fazlasıyla yapmacık duruyordum. Babam da yıllar önce bunu farketmiş olsa gerek ki bu öğütü vermiş.
Yaaklaşık 1.5 ay stajda mentorum olarak gördüğüm kişiyle Fenerbahçe'de denize karşı akşam 10 sularında oturuyoruz. Bir şeyler anlattım dertli dertli. "Kimse seni anlamak zorunda değil, Dilemma. Bunu unutmadan yaşa." dedi. Neden bilmem ama bir şimşek çaktı kafamda. Haklıydı yani insanların neden anlamasını bekliyorum ki her şeyi. Anlamayabilirler.
bu benim bir anımdır ve hayatımda aldığım en samimi öğüttü . taksici bir abimizle sohbet ederken şunu söyledi ne olursa olsun hayat mücadeleni bırakma .