en başından diyeyim, boşuna yaşamış çocuk. reset atıp baştan başlasın, pek başından, tut başından, hüccüük..
bugün dışardaki işleri hallettikten sonra iş yerine dönerkene rastladığım çocuklarla girdiğim diyalog hüzünlere boğmuştu şahsımı. efenim bebeler önden yürüyor aynen şunları konuşuyorlar;
- yaa anneme dedim 120 gb yetmiyo diye. yaa 250 istiyorum 500 bile değil. almıyo yaa
+ hıaa babamda itouchımı aldı, neymiş yatağa da onla giriyomuş. bu ya hıaa!
* sizinki yine iyi, benim babam internetimi kapattı. metin 2 oynamıyorum günlerdir.
- neeeeeeeee!? (aynı anda diğeri;)
+ yok artıııık! çüüüş!
bu kodumun teknolojisi ne illet ne beter bi şeymiş arkadaşım. ulan ben o yaşlarda röntgen filmiylen yokuş aşağı kayardım kuzenle. eşofmanı diz kısmından yarardıkta anamız bi daha yarmayalım akıllanalım diye yama diktirirdi yarıktan 5 kat böyyük. ben de güçlendirir o yama sanardım beni.
abisi ilk bilgisayarım escort slim kasaydı. windows 3.1 falan. cd-rom yok, mouse yok. masaüstü bile yok. disket girişi var ki, bir de disket arşivim vardı sormayadurun.
o dönemler lotus, wolfiet, mağara adamı oynaridim o bilgisayarla ancak. yıllar sonra vestelveezy go kampanyası yapmıştı da ondan almıştık, imac'i sollayıp. oydu ilk adam akıllı bilgisayarım. bilgisayar başına da tüm ödevleri bitirip otururduk ki benim tohumlarımın atıldığı odada dururdu o bilgisayar. ebeveyn kontrolündeydi her şeyimiz. bilgisayar hayatımızdaydı fakat bilgisayar hayatımız değildi. televizyondan bir üst seviyeydi bizim için.
neysem.
oturduğumuz ev bulvar üstündeydi ve aşağı inip oynayacağım bir yer, o yere ait gizli sokaklar, o sokaklara ait pis ama kanka çocuklar yoktu. bunun yerine okul bahçemiz büyüktü, yazlığımız vardı. onun yokluğunu bu iki şey doldururdu hep. 90ların çocuğuyum ben ha burda açıklıyorum abim. bak o dönem bizler ne yapardıkta nasıl eğlendirirdik kendimizi;
- gazoz kapağıyla maç yapmak
- kola kutusunu ezip futbol topu haline getirdikten sonra maç yapmak
- kız kaçıranın barutunu döküp kızların geçtiği bir yere koymak, sonra üstüne yanar halde olan bir kibrit atmak
- tasoların ucunu keskinleştirip arkadaşın kolunu kesmek
- bi kaç kişi birleşip hedef belirlediğimiz arkadaşı yere yatırıp burnuna leblebi tozu dökmek
- mor ve bordo renkli çakmak taşlarını kaldırımlara sürtüp çıkan kıvılcamlardna mutlu olmak
- ölü farenin kıçına çomak sokup bayrak yapmak
- kuzenlerle birleşip birbirimizin osuruğunu yakmak ve bunu "video ya alamamak"
- şişe kola kapaklarını ezip ninja yıldızı yaptıktan sonra arkadaşa fırlatmak
- max çubuklarından ev yapmak
- max çubuklarından oyuncak bebek yapmak
- action man'i soyup "anaa pipisi yok lan bunun" demek, dalga geçmek
- ablanın barbie bebeklerini dudaktan öpmek
- nerden bulunduğu bilinmeyen röntgen filmlerini kızak yapıp yokuşaşağı kaymak
- mahalledeki elektrik direktlerinin anahtar kısmına tekme atıp söndürmeye çalışmak, söndürmek
- fitili uzun kız kaçıran icat etmek, dükkanları hedef almak
- apartman zillerine basıp kaçmak
- en fazla sineği kim yakalayacak yarışması yapmak
- denizde elle balık tutmaya çalışmak
- birinci ve ikinci ada diye tabir edilen karadeniz kıyısındaki derinlikleri ulaşıp böbürlenmek
- burun bokundan savaş aleti yapmak
- pipi tokuşturmak
- kimin babası daha güçlü tartışmak
- babası güçlü olanı dövmek! (ahahaha babası gelse tanımam dalarım)
- bir kıza binsekiz100altmışbeşyüzbinaltıyoz98 kişi aşık olmak
vs. vs. vs.
şimdi bakıyorum maksimum organizasyonları 10 kişi internet kafeye gidip multiplayer oyun oynamak.
hayatı boyunca hiç osuruğunu yakmamış çocuk; çocuk değil, küçük boyda insandır bu sebeplere göre.
hiç değilse benim için.
doyamadığım çocukluğumu özlüyorum sözlük. ya beni çocukluğuma gönder ya da helal süt emmiş, memeleri ermiş bir hatun nasip et çocuk yapayım vesselam.
