Topluluk içinde;
''heheh ulan ne de güzel giderdi şimdi'' diye laf yaparken, birisinin aniden;
'tadı nasıl lan acı mı tatlı mı?' sorusuyla yıkılan türleri vardır.
aaa çok ayıp insanıdır, ne yazık ne cahil insanıdır.
he zaten herkes havyarla doğruyor, büyüyor.
yemeyene iyi gözle bakmıyoruz biz.
havyar yemeyen bizden değildir, evet.
açıkçası ben de hayatımda hiç havyar yemedim fakat utanılacak birşey olduğunu da düşünmüyorum. Aklıma cem karacanın ölüm şarkısından şu dizeleri getirdi bu başlık. '' Beni sordun mu ölüm ikiz kardeşin doğuma. Bağlayan ne çözen ne hayat denen düğümü, kimi havyar yerken kimi soğan cücüğüne üç beş arşın beze sarar öyle gidersin. ''
havyar da balık yumurtası sonuçta , pazardan 3 liraya alınan mezgit balığının yumurtlama dönemlerinde 1 kilo balıktan 10-15 tane havyar çıkar , onu yersin büyürsün , çok önemsenecek bir şey değil.
Seneler önce... ingiltere’nin halifax şehrindeyim. Bir cafeye girdik arkadaşlarla. Hafiften alkol almaya başladık. Bir zaman Sonra Kelli felli bir adam geldi ve masamıza oturdu. Masadakilerden birinin arkadaşı ve Dahi oturduğumuz mekanın sahibiymiş amq. Neyse, o getirmişti Havyarı, bir küçük kutudaydı zaten. Öyle bir tadına baktık. Gerçi adam “bu aslında havyar değil, lıhfshkwmb” gibi o an anlayamadığım Bir şey olduğunu söyledi. Fazla yemeyelim diye dedi bence. Başka bir havyar Tatma tecrübem olmadığından kıyas da yapamıyorum ki.
Neyse, ortamdaki herkesin Kafası çok güzel oldu. Herkes gülüyordu ve mutluydu. Saat de geç olmuştu. Mekan da boşalmıştı. O gün kendimden utandım. Bunca işçi emekçi sokaklarda yarı aç halde çalışmak durumundayken ben havyar eşliğinde kırmızı şarap yudumluyordum. O an kendimden tiksindim. Bu ne şımarıklık? Dedim, kendime. O an Bağırıp masayı Devirmeyi bile düşündüm. Ama yapamadım. Adli bir mesele olmasın şimdi, sonra Bir daha vize alamayız aqk, diye düşündüm. işte emperyalist batı insanın elini kolunu böyle bağlıyor. Oçeler