bulunduğu konumda sessizce ikamet eden, suskunluğun arkasında geçirdiği ömürce kalkışını, oturuşunu, gelişini, gidişini, hayallerini, duygularını kimsenin görmediği insandır.
aslında hep gitmiştir de, kimse onun gidişini fark etmemiştir. bunun için de uğraşmamıştır zaten. bir tanınmayan gibi hareket etmiş, derin düşüncelerinin arasında hiç sesini kalabalığa yükseltip dikkat çekmemiştir. yargılayarak hayatı, irdeleyerek göz gezdirmiş, gördüğü derinlikleri anlatmaya kelimeler yetmeyeceğini görmüş, ve yetmeyen kelimeleri boş yere yormamak için hiç propogandaya başvurmamıştır. hep o kadar sessiz, o kadar sakin ve içten tatmıştır ki hayatı, kimse onun gelip gittiğini fark etmemiştir. halbuki o, biraz susup dünyayı tatsa, tüm anlamları çıkarabilecekleri onca bağırtkana acıyarak; bir orda bir burda, hayatın tüm güzelliklerini ve tüm tutkularını sessiz sakin tatmak için dört dolanıyordur etrafta...