bazen cepte kalan son para da hissettirir zulmünü, bazen sevgilinin veda sözcüğünde. bazen bir yakınını ebedi bir yolculuğa uğurlarken bazen de kaybettiğin değerli eşyalarında. unuttuğun zaman da olur, keskin bir bıçağın kemiğe dayandığı gibi sızladığın da. ama yaşamaya değerdir ibne bile olsa hayat. her an bir süpriz vardır birbirini kovalayan saniyelerin ardında. umudun kesişince hayatla, cennet den bahçe gibi olur kurumuş birkaç ağaç. beklemek lazım süprizleri. ibne bile olsa yüreklidir hayat.
askere gittiğiniz gün hüngür hüngür ağlayan sevgili bozuntusu ikinci ayında ayrılmak istediğini söyler "hayatın ipne olduğunu zaten biliyordum" dersiniz fazla söze gerek kalmaz.
yalnız kaldığın anlardır. o ana kadar tüm arkadaşların hiç işleri yokmuş gibi her allahın günü seninledir. o andan itibaren hepsi işlerine bakmaya koyulurlar ama sen onlarla vakit geçirmeye o kadar alışmışsındır ki halledilecek işlerin olmasına, girmen gereken derslerin olmasına rağmen hep onlarla vakit geçirmek istersin ama onlar işleri olduğunu söyleyince hayatın mı onların mı yoksa senin mi ipne olduğunu anlayamassın. düşününce görürsün ki aslında ne sen nede onlar, ipne olan hayatın ta kendisidir.
Güzel güzel kıyafetlerinizi giyip özel bir buluşmaya giderken, yağmur yağmadığı halde asfaltta biriken şerefsiz suyun, hain bir şöfor tarafından üzerinize boca edildiği zaman hissedilen duygu...
demin derste salak muamelesi yaptığınız, kantinde sizi keserken sümüğünüzü bile atmayacağınızı söylediğiniz çocuğun siz otobüs beklerken son model bmw ile önünüzden geçip gitmesidir. hayat adil değildir işte.
daha 20 yaşındaki, o yaşa kadar tırnağına zarar gelse içinizden bir parçanızın koptuğu oğlunuz doğu'da bir çatışma sonucunda şehit olmuştur. vatan sağolsun dediğiniz "vatan" sizi kıt kanaat geçinmek zorunda bırakmıştır hatta bunun vergisinide istemektedir. sizin verdiğiniz vergi oğlunuzu şehit edenlere gitmektedir hatta ve hatta bu kişiler milletin en üst yönetim noktalarına getirilmektedir. dahası var mı?
insana yaklaşan herkesin, ya para ya da cinsellik ve başka çıkar peşinde olduğunun anlaşıldığı anlardır. beş kuruş etmeyenlere elmas değerinin verildiği, iyiliğin kimseye yaranmadığının anlaşıldığı, insanların övülmeye bayıldığı ama övmekten ödünün patladığı ve battal boy kazıkların ummadığınız kişilerden yendiğinin farkına varılan anlardır.