üç kuruş paraya dilenci gibi çalıştığınız anlardır. sokakta dilensem, daha çok para kazanırım lan denilendir. hayat size bir kere nah çekti mi, bir daha asla düzelmez hayatınız...
hani herkes ''yazılım çok kötü geçti abi ya 20 alıcam 1 geliyor sıçtım'' der ya sonra sonuçlar açıklanır herkes 80 90 almıştır sen 20 almışsındır... işte o andır o nah çekilen an.
ismi hayat olan bir insanın sağ elinin baş parmağını işaret ve orta parmağın arasına sıkıştırıp yumruk yapıp sol eline sakladıktan sonra bilekten ses çıkararak bir anda sağ elini göstermesi olayıdır.
ilk oks sınavına girmiştim. sınavdan gitmek istediğim okul için ** yeterli puanı almıştım. * 10 tercih yapmıştım. tabi çömezdim bu gibi hayati sınavlarda. ben gitmek istediğim okulu ilk sıraya değilde, 7. sıraya yazmıştım. artık tercihlerimi yapmış yerleşmeyi bekliyordum. o sıradada memlekette bir lokantada çalışıyordum. hangi okula yerleşeceğim belli olmuş. bir anadolu ticaret meslek lisesini kazanmışım. kahrolmuştum tabi. sonra okula kayıt olmak için gitmeme izin vermemişti lokantanın patronu ki ona hakkımı helal etmiyorum. "neden?" diye sorarsanız açıklayacağım birazdan. neyse annem gitmiş beni okula kayıt ettirmiş. okulun ilk günü gelip çatmış ben nefret ederek, lanet okuyarak okula gelmiştim. o da ne!? sınıfın birinde "iletişim sınıfı" yazıyordu. sonradan anlamıştım benim gitmek istediğim anadolu iletişim meslek lisesi, bizim okula misafir okul olarak gelmiş. henüz binaları hazır değilmiş inşaat halindeymiş. iletişim lisesine de mülakatla alıyorlarmış meğer. bende kayıt olmaya gelemediğim için ne mülakata girip gitmek istediğim okula gidebildim; ne de yerleştirildiğim okuldan kayıt olduktan sonra başka bir alandaki anadolu meslek lisesine geçiş hakkımın olmadığını bilmiyordum. bu yüzden okula kayıt olmaya gelmediğim için gitmek istediğim okula girebilme şansını ikinci kez kaybetmiştim. işte bu yüzden patrona hakkımı helal etmiyorum. sonra ben okula başladım. muhasebe bölümüne. iletişim lisesindeki arkadaşlarımı gördükçe içim gidiyordu. ben gazeteci olmak istiyordum. muhasebecilik neydi ki benim için? bir hiç. müdürle, müdür yardımcılarıyla bu konu hakkında çok tartıştım. zaman zaman sinirlerime hakim olamadım. disiplinin eşiğinden döndüm. sonra iletişim lisesinden vazgeçtim.
işte hayat bu şekilde nah çeker. hemde iki kere. nah çekerkende gıcık gıcık sırıtır. iyice delirtir adamı.