mesela benden daha kötü sıralama yapmış insanlar özel üniversitelere gitti yıllık en az 50-60 milyar ödeyecek olarak... bense mezuna kaldım. işte bu hayatın adil olmadığını anladığım andır.
"Herkes eşittir, bazıları daha da eşittir" sözünü hatırlatan anlardır. 4 sene önce ortaöğretim kpss ye girmiştim ve 81 puan almıştım arkadaşlar. O zamanlar üniversitede okuyordum aynı zamanda Muğla da. Ve sınıf arkadaşımın 70 puanla adliyede memur olduğunu kendinden duyduğumda artık bu gibi durumlara şaşırmadığımı fark ettim. Evet arkadaşlar herkesin bir hesabı var, ama unutulmasın Allah ın da bir hesabı var.
Öyle çok anlardır ki buraya sayfalarca yazsan bitiremezsin. Emeğin karşılığını alamadığın anlar. Çalış çabala boşa gider hesabı. Daha bir çok şey. Uğraşmaya değmez.
Kimileri milyonları götürürken , kimileri günde 10 liranın hesabını yapar. Bu yüzden dünyada adillik mi ? Boşversene sen.
insanlar kişisel çıkar odaklı oldukları, buna karşılık daha büyük çıkar ve sorumluluklara sahip olmaları gerektiği pompalanarak büyütüldükleri için çokça yaşanan anlardır.
nedeni çok belli bence, bir arada yaşıyoruz. bir aradalığı şehir olarak alın, ülke olarak alın; hadi siyasi boyuta geçmeyelim bir mahalle olarak alın. Mahallenin iyiliğine olan birçok şey, mahalle halkının belli bir kısmı için iyi değildir. Mahalleye herkesin iyiliğine olacak bir yenilik getirmek için yaşayan herkesten para toplasanız ve o kullanılarak bunun yapılması akla yatkın geliyor, öyle değil mi? ama insanlar bir yerlere para veriyorlar, bu paranın ceplerinden çıktığının farkında değil ve dahası bu paraların çıkması karşılığında bir şey göremeyince aptal olurlar tabii.
Yukarıda bahsedilen farklı örnekler de adaletsizliği gösteriyor, benim örneklerim de öyle. nereye geleceğim, hukuki düzlemde bir vakanın en az iki tarafı olur ve vaka sonunda iki tarafın razı geldiği bir şekilde çözülürse adalet sağlanmış olur. toplum hayatında vaka sayısının ne kadar olabileceğini ve bu vakaların kaçının taraflara adil gelecek şekilde sonuçlandığını düşünün. zaten buradan durumun imkansızlığı ortaya çıkar.
buradaki itirazım her bir umudunu yitirmiş kişinin adalet algısının bozulacağı, daha kötüsü adaletin sağlanması için mücadelesine devam etmemesi noktasında olur. herkes hayatı adil sürdürme tarafında olsa emin olun bunu konuşmayız. ama kim neden adil olmayan tarafta olsun diye sorulduğunda, samimiyetle kayıtsız şartsız adil çözümden yana olacak kişi sayısı kadar adildir hayat, daha fazlasına cesaretiniz var mı ona bakmak lazım.
ÖzeL okuLda okuyan kuzenim iLe aynı yıL LYS'ye girdik. Benim ikinci senem idi. ŞişirmişLer okuL puanını, O 360 aLdı ben 330. işte o zaman Lanet ettim şu sisteme ki bizim gibi devLet okuLunda okuyanLar iLe onun gibi özeLde okuyanLarı aynı kefeye koyup bir de aynı sınava tâbi tutuyorLar.
Türk kanunlarında babanızı soyadınızı değiştirseniz bile reddedemezsiniz. Ancak size bıraktığı mirastan vazgeçme hakkınız vardır.
Ha bir de kolay kolay toplu taşıma kullanmayan siyasilerin toplu taşımayı ve toplu taşıma fiyatlarını düzenliyor olması. Böyle otobüse bindiğinizde şükretmeniz gerektiği, hayattan şikayet etmemeniz gerektiği, uyumlu olmanızla, arabulucu olmanızla ilgili afişler ve seslendirmeler dönüp duruyor. Kimseyi eleştirdiğimden değil. Ama insanları yönetenler insanların arasında daha az bulunanlar aslında bunu anlatmak istiyorum.
babamı ve ağabeyimi küçükken kaybettim, ne zaman bir çocuk görsem babasının veya abisinin yanında elinden tutmuş içime hüzün ve acı çöker "neden?" sorusu gelir yüreğime oturur... özledim onları, konuşmak isterdim, derdimi anlatmak onları dinlemek... onları geri istiyorum kısacası. ama biliyorum bunu istemek de adil değil.