uyuyorsun, sonra gecenin bir yarısı uyanıp yanına bir bakıyorsun, hayatında en çok değer verdiğin kişi, sevdiğin orada yatıyor bütün masumluğu ile. işte o zaman hayat diyorsun, güzelsin be...
kanser hastası ve ölümü bekleyen kişinin yaşadığı an ve anlar. şöyle demişti: dışarıda hava ne kadar güzel, çıkıp dolaşmak isterdim, oysa başkaları uyuyordur hala; bu güzel havayı umursamadan.
hızlı hızlı bir yere yetişmeye çalışırken, aniden kafayı kaldırıp gökyüzüne bakmak ve güneş'in batarken etrafı kızıla boyayışına ve arkasından uykuya yatışına tanık olmak.
aydede'nin tepsi gibi kocaman* olduğunun farkedildiği bir gece, sevgiliyle, aydede'yi kovalamak.
dışı kirli; ama içi tertemiz küçük bir kız çocuğunun, suratında beliren kocaman bir gülümseme ve akabinde pırıl pırıl bir çift göz.
insanları mutlu edebilmek.
gülümseyebilmek, gülmek, kahkaha atmak.
elemeyi, tadına bakarak yapmayı tercih etmek.
doğayı sevebilmek.
her sabah dünya'ya bir gülücük atıp, müzik dinlerken onu düşünebilmek.
tüm bunların sonunda, siz; "çocuk bu ya, saf!" derken. en önemli seçenek;