baba ile vakit geçirilen zamanlardır. yan yana yürürken elini omzuna yaslayıp görkemli gövdesiyle sana gülümsediğin anı hiç unutmazsın, unutamazsın. mesela aynada saçını tararken seni gördüğü zaman kafasını salladığında, sana gözleriyle verdiği güveni tarif edemezsin, onun verdiği mutluluğu. galatasaray monaco ya gol attığında gole değil de babanın sevincine sevindiğini, mutlu olduğunu hatırlamak artık mutlu etmiyor. çünkü yeni mutluluklarımız toprağın altında kaldı...
Hayatın çok da güzel olmayan zamanlara gebe olduğu zamanlardır. Sırf bu yüzden, doya doya yaşanamamış sevinçler vardır. Çünkü çok güldük ağlamayalımdır.
Bir kizin kalbinde bir kalbim daha var dediginde
kalbinin sahibine Sahipsiz kaldiginda Kalk gel dediginde
kalbin kalbimle bin kalp derinliginde
kalbini kalbimle carp böl ve topla
ortaya hayatimin en güzel zamani cikar.
şimdi size bir anımı anlatıcam, içinden mutluluk taşan. bak gözlerim doluyor.
Ben 7-8 yaşlarındayım, kardeşim yeni doğmuş. Deli gibi kıskanıyorum tabi. Anneannem de bizde kalıyor o sıralar. Annem ve babam bizi evede bırakıp baş başa gezeler, arada tekrarladıkları bir olaydır bu. O gün çok yalvardım nolur benide götürün diye ama dinlemediler tabi. Gece gec saate kadar uyumadim, geldiklerinde de bir tripler bende, görmeyin. Saçımı başımı yoldum yani.
Ertesi gün de okul var, hazırlandım tam çıkıcam kapının önünde bir bisiklet. Kıp kırmızı. O zamanlar babamın işleri biraz bozuktu, biraz zaman geçsin söz demişti. Geceleyin un kapanında bir tünel var bilirsiniz, kaliteli ama ucuz bulmuşlar dayanamayıp almışlar.
Sonra ben o gün okula gitmedim. Babamın iş yeri uzaktı. Sabah altı da çıkar, gece 1 gibi trafik bittikten sonra eve gelirdi. birlikte çok vakit geçiremezdik. O gün gitmedi işe. kırmızı bisikletim, ben, ve babam bütün günü birlikte geçirdik.
Babam bu hikayeyi her özel günde anlatır, bunlar onun cümlelerinden uyarlandı.
Yalniz oldugumuz zamanlar. son 2 yilim yalniz, tek kisiyle dahi denemeye kalkmadim. cok mutluyum. ama artik sikildim. yoksa omurboyu yalniz kalmak isteyebilirim o derece guzel ama sikiliyorum. dilimle birinin beynini yemek istiyorum artik.
üniversitede hazırlık okuduğum zamanlardır. hem çalışıp hem okuyup hem de deli gibi geziyordum. tüm yakın arkadaşlarım istanbul dışından geldiği için bilmiyorlardı şehri, ben de sınavdır yaştır cart curt muhabbetine onlarla aynı durumdaydım. bu yüzden de arkadaşlarımla beraber sürekli geziyordum. Derdim de öyle az yoktu ama en azından kafamı dağıtmaya fırsatım vardı.
70 lerden sonra bitti o zamanlar seksenler doksanlar falan bitişin ilanı oldu sadece. .
Ucundan da olsa yetmişleri görememiş insanlara üzülüyorum çok şey yitirdiklerini düşünüyorum. ..
Benim için lise bir ve ikiydi. Maladaptive daydreaming rahatsızlığımdan çıkıp çevreye ve gerçek hayat düzenine atılmaya kalkışmıştım. Kendi kendime bu sorunu çözdüm. Sonra yoruldum. Kendi kabuğuma çekildim gine.
daha liseye başlamadan önceki yazlar bütün gün denizde yüzüp şimdi düşününce geceyi hatırlayamamak, işin ilginç tarafı herkes çocukluk demiş bu ülkede kimsemi hayatından memnun değil.