hayatın geri vitese takması

    1.
  1. son sürat ilerleyen hayatın tam beşinci vitesdeyken birden geri vitese takmasıdır. şanzıman motor her şey dağılır elinizde direksiyonla kalakalırsınız.

    hafta başı...

    daha ilk iş günününde işe geç kaldım. patronum sinirden kıpkırmızı olmuş. yediğim kalay karşısındaki tek tavrım dişimi sıkmak. üstüne, artık cumartesileri de çalışacağımızı müjdeliyor patronum üstelik aynı maaşa hatta bir adım daha atıp eğer işe bir kez daha geç kalırsam tüm günümün ücretini maaşımdan keseceğini söylüyor. çenemi hissedemez hale geliyorum. toplantı masası önümde büyüyor.

    sigara arası.

    işyerindekiler benden nefret ediyor. tavırlarım agresifmiş. çok ukala ve bilmiş biriymişim. bana ait olmayan işler bir bir bana ihale ediliyor.

    öğle yemeği...

    telefonum çalıyor. arayan banka. abim çalışmadığı için ödemelerini aksattığım senetler için son ikazını yapıyor diyor ki telefonun ucundaki bayan; haciz işlemlerinden önceki son evredeyiz. tabi. son evredeyiz.

    sigara arası.

    üzerime gelen kapı duvar yetmezmiş gibi yoğunluktan tuvelete dahi gidemez olduğum halde müdürlerden birisi araya iş sokuyor çok acil! diyor. dikkatimi toplayıp çok acil olan o boş işi yapıyorum.

    on dakika sonra diğer müdürüm bozuk atıyor. her fırsatta işi aksattığımı söylüyor. işi bölenin ben olmadığımı aslında diğer müdürün isteği olduğunu söylüyorum bu bir bahane değilmiş o zaman öğreniyorum.

    akşam çıkışı.

    yanlızlık. eve kadar müzik dinliyerek gidiyorum. arayacak kimsem yok. arkadaşlarımın hepsi evli-mutlu-çocuklu. kız arkadaş? hayır hayır... tanıdığım tüm kızlar da evli... ben? sap.

    akşam yemeği.

    güzel haberler gelmeye devam ediyor dayım son evre kanser. doktorlar az zamanı kaldığını söylüyor.

    sigara molası.

    hoşlandığım kızın facebook hesabına bakıyorum. ondan hoşlanmamın sebebi etrafımda kalan tek kız olması mı yoksa gerçekten hoşlanıyor olmam mı anlamaya çalışıyorum. anlayamıyorum. anlamadan da konuşmaya niyetim yok.

    sigara molası.

    yirmi senelik arkadaşımı facebooktan siliyorum. neden mi? beni görmezden geldiğinden...

    hayalet gibi yaşıyorum.

    aynı insanlar,
    aynı sokaklar,
    aynı güzergah,
    aynı sohbetler,
    aynı kederler,
    aynı sahte kahkalar...

    87 kilo 187 boyum var. karşımdaki hayat'ınsa 110 kilo ve 190 boyu var. durmadan karaciğerime yumruklar çıkartıyor. terden sırılsıklamım. ağzım burnum dağılmış halde. gonk sesini duymak için yalvarır vaziyetteyim. ve bir kroşe... iplere tutunuyorum...

    işe geç kalıyorsan o metroyu asla yakalayamacaksın,
    hayır o ceketin sana olan bedeni kalmadı,
    evet şemsiyeni unuttuğun için yağmur yağacak,
    mısır gevreği var ama süt yok,
    sınavda kalemini kaybedeceksin,
    beklediğin sıra tamamen yanlış,
    eğer değilse bile sıra sana geldiğinde o gişe kapanacak,
    tabi ki o da seni terk edecek,
    ve emin ol geri dönmeyecek,
    mutlaka buluşalım diyen arkadaşın bir dahaki sefere yolunu değiştirecek,
    durum çok acil ama telefonun şarjı bitti,
    uzun yola çıkacaksın ve kulaklıklarını kaybettin,
    çikolata kabının içinde kızartma var,
    en sevdiğin filmden bir kare gördün ama reklamlardan sonra birmiş olacak,
    faldaki o "birisi" aslında telve,
    kulak çınlaman birisi seni andığı için değil tansiyon probleminden,
    gün gelecek en az bir konu için pişmanlık duyacaksın,
    evet o lafı asla söylememeliydin,
    kimse seni düşünmüyor sadece saat ve dakika aynı denk gelmiş,
    güzel bişey olacak gibi hissediyorsun ya? şimdi geçecek merak etme...

    haftabaşı...

    daha ilk iş günününde işe geç kaldım. patronum sinirden kıpkırm.......

    iplere tutunuyorum...
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük