birilerinin gülümsemesinin sebebi olduğunuz andır.
bir sevgilinin yüzünü ellerinizin arasına aldığınız andır.
annenize sımsıkı sarıldığınız, gece uyurken babanızın nefesini dinlediğiniz andır.
kardeşinizin saçınızı sevdiği andır.
bir çiçeği koparmaktan korkarak okşadığınız andır.
güneşi göz kapaklarınızda hissettiğiniz an.
bir kitabı bitirdiğiniz andır, o çok sevdiğiniz yemeği ağız dolusu yediğiniz...
güzel bir ezgiyi belki de doyasıya dinlediğiniz.
Her anı. Çünkü doyasıya yaşıyorum yaptığım her şeyden keyif alıyorum bu nedenle de her anı mükemmel. Mükemmel olması bile daha da güzelleştirip mükemmmelleştiriyor çok güzel. Anlatamadım ama olsun belki anlayan olur.
sene 2000 di galiba sıcak bir yaz günü, tüm aile geziye çıkmıştık, dondurma falan yemiştik, ondan sonra hiç hep beraber dışarı çıkmadık, benim hayatımın en güzel anıydı.
Eğer, hayatımızın bir an'ına gidip orada sonsuza dek kalacaksınız deseler yalnızca iki şeyden birini seçmek isterdim. Biri, o çocukluğun bahçesindeki ağacın dalına asılı salıncakta sallanırken Öteki, bütün hayatım boyunca en çok sevdiğim kadınla öpüştüğüm ilk gün Herkes âşık olmanın ortak dilini bulup yazmaya çalışıyordu. Ama aslında bu kadar basitti işte: Birini öptüğünde salıncakta sallanır gibi hissediyorsan âşıksın.
bebeğinizle kalpleriniz bir atmaya başladığı andır.
onun o cennet kokusunu, size olan karşılıksız sevgisini, sizi dünyanın en güçlü insanı olarak görmesi, sizi ilk aşkı olarak bilmesi değişilmez bir duygudur.
aslında kendime aldığım oyun konsolunu hediye olarak bir çocuğa verdiğimde.. ciddi olduğuma inanamadı 2 saat gözleri doldu çocuğun. sanki bana fantastik diyarlardaki bir hero'ymuşum gibi baktı dakikalarca.. güzel bir detaydı benim adıma.