elinden tutup çekecek birini arayan, bu yolda genellikle yanlış kişinin elini tutan kişidir. son nedendir bilinmez hiç değişmez ya da insan dipten yüzeye çıkınca elini tutup çıkaranı beğenmez bir hal alır. yani kısaca; anlık mutluluklar arayan, dipteyken el uzatana düşünmeden el veren, kurtulma çabası içindeyken tamamen bencil olan insandır.
hayatın iniş ve çıkışlardan varolduğu gerçeği...kişinin hayat yolunda en acımasız, en karanlık, en yorgun yoluna vardığı andır. kişi bunu farketse de, farketmese de, çarkı beklese de, beklemeyip çırpınsa da aydınlıklara çıkması güç ve acıdır... bir amacı anlatmakta kullanılmıştır dibe vurmak, ama bizler kafamıza göre anlamışızdır en üften püften şeylerde dibe vurduğumuzu zannederiz bazen ya da yaklaştığımızı topluca bir içsel mücadele gerektirir, her özgürlüğün bedeli olduğu gibi.... bir son gibi gözükse de aslında bazen bir başlangıçtır. yüzeye çıkabilmek için bir başlangıç ya da dipte kalınacak günlere bir başlangıç belki de... insan dibe vurunca özgürdür aslında çünkü kaybedeceği bir şey yoktur artık... elindekiler uçup gitmis ve gelecekten bir beklentisi kalmamıştır... artık beterin de beterini görüp hissetmiştir o boşluğu... ayakları artık iyice yere basmaktadır çünkü dibe oturmuştur, daha kötüsü ne olabilir ki.
özgür olduğu kadar kendini baskı altinda da hissedebilir çünkü hayalinde olusturduğu benliğiyle gerçek anlamda basbaşa kalmıştır. karakterinin güçlü olup olmadığını anlayacak, ya zorluklara katlanacak ya da kendini kandırmaya devam edip egosunu boş hayallerle süslemeye tekrar baştan başlayacaktır.