hayat denen oyunun bazen her insanı sıkmasından ötürü herkesin yaşamında bir kere de olsa ister istemli ister istemsiz ölsem de kurtulsam tipinde ölümü çare gören saçma cümleler kurmasına karşın hayatın aslında ne kadar değerli ve her saniyesinin dopdolu geçirilmesi gereken güzel bir şey olduğunu akla getiren anlardır.
hayatın değeri anca bir şeyler kaybedilince anlaşılır. Mesela hiç çalışmayıp sınava girdikten sonra keşke çalışsaydım ah benim şu kafam denilen bir olay. veyada hayatın değeri ancak sevdiklerimizi kaybedince anlaşılır
normalde yaşantımda olur olmaz şeylerden saçma şeyler bulup böyle hayat mı olur yıaa diyen birisiydim. sonra bu hafta başında tıp öğrencisi olarak yapmam gereken bir yaz stajı gereği hastanenin acilinde bulunmam gerekti.
acilin kırmızı alanında 5 gün kadar bulunmuş oldum düne kadar. buraya ileri derece müdahele gerektiren hastaları getiriyorlar. yoğun bakım gibi düşünülebilir. bu süre zarfında intihar etme amaçlı bir kutu dolusu ilaç içen hasta da geldi, kolon kanserinin son döneminde hasta da. kardiyak arrest geçirenden bol vaka yoktu zaten. hipertansiyona bağlı geçirdiği beyin kanamasından kaynaklı felç olan bir hastayı görünce yaşamanın onun da ötesinde sağlıklı yaşamanın ne kadar değerli ne kadar bulunamaz bir nimet olduğunu idrak ediyorsunuz.
birçok anım oldu bu staj süresinde kendime çıkardığım birçok ders ama sağlıklı olmanın size sunduğu inanılmaz fırsatın değerini keşfetmek en önemlisiydi herhalde. dünyayı daha iyi bir yere dönüştürmek için cidden herkesin yapabileceği şeyler var. bunları yapmak bir insana yardım ederek onu mutlu etmek pahası biçilemez şeyler.
hayatınızda geçen her bir günün kaderini kaybedilen mi kazanılan mı bir gün olarak belirlemek sizin elinizde.
en kötü diceğiniz yaşamak bile ölmekten daha iyi seçenektir, derdi çok sevdiğim bir dizi karakteri. yazımı da bunla bitirmek istedim. vesselam.